16 Ekim 2025 Perşembe

SONBAHAR ROMANTİZMİ

 

SONBAHAR ROMANTİZMİ

Verandada oturmuş, Foça karası üzümlerimizden hazırladığımız şarabı yudumluyorum. Amatör bir cesaretle, bu yaz ikinci defa yaptığım şarap bence fena değil. Bir dilim İzmir tulum peyniri de bu keyfe katkı için masadaki tabakta hazır. Tam oturmuş ne kadar sakin bir ortamdayım diyecekken; etrafımda bir koşturmaca, bir koşturmaca sormayın gitsin. Ne kadar börtü-böcek, kuş, karınca varsa, sanki hepsi fazla mesaide. Dökülen sarı-kızıl yaprakların çağırdığı sonbahar, uzaktan dolaşıp ara sıra gri bulutların arkasına saklanan güneşin aydınlattığı doğaya kışa hazırlanın demiş anlaşılan.  Bazı canlılar kışlık yuva arayışındayken, bazıları da yiyecek stoklarını tamamlamakta. Neyse; ben yine de günbatımında keyif yapmakta kararlıyım.

Sonbaharın doğayı kış uykusuna hazırlayan tatlı hüznünde sanki aşkın romantizmi var.  Her gün biraz daha uzaklaşan güneşin, yaz boyunca tutkuyla sarmaladığı Dünya’ya vedası; bu romantizmi nemli havanın ve toprağın kokusuyla, aldığım her nefeste içime taşıyor. Bir mühendis olarak buna havadaki elektron yükünün fazlalığının neden olduğunu bilsem de, güneşin vedasının romantizmini yaşadığımı düşünmek hoşuma gidiyor. Çocukken Ay’a “Aydede” demem gibi bir şey. Ay’a neden Aydede dediğim ve başka bir dilde bunun karşılığı olup olmadığı hakkında hiçbir fikrim yok ama çocukken daha sempatik olduğu için bu ismi severdim. Gerçi biri Girit’ten, diğeri Yozgat’tan gelip İzmir’de buluşan iki insanın ürünü olarak, dedelerimi hiç tanımadığımdan; Ay’ın nasıl dedem olduğu konusunun uzun müddet çocuk aklımı meşgul ettiğini de hatırlıyorum.

Birkaç yudum şaraptan sonra, gündemden uzaklaşmaya hazırım. Sadece sevdiğim renkleri gören ve sadece istediğim sesleri duyan filtrelerim çalışmaya başladı. Bir süreliğine de olsa iç dünyamı mutlu etmeye çalışıyorum. Doğa benimle ve ben onun koynuna sığınıyorum.

Veda eden güneşe yüreğimde hüzün var.

Ben de kışa hazırlanmalıyım.

 

16 Ekim 2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder