GÜNAYDIN
Oxfam’ın yaptığı araştırma
dünya nüfusunun %1 inin, kalan nüfusun parasal gücünün iki katını elinde
tuttuğunu ortaya çıkarmış.
Günaydın….
Emperyalist devletler
kolonilerini sömürürken oralardaki gelir eşitsizliği farklı mıydı? “Gelişmiş
ülkelerin sözde demokratik toplumları” İnsan hakları evrensel beyannamesini
imzalayıp vicdanlarını yıkayarak durumu değiştirdiklerini mi zannediyorlar ?
Ayrıca; eşitsizlik sadece
gelir dağılımında mı? Yaptırım gücünü elinde tutan devlet veya yönetimler
istedikleri yerde, istedikleri gibi at oynatmıyorlar mı? Tepelerine bomba
yağması ile aç kalmak arasında gidip gelen ülkelerin insanlarına “insan hakları
evrensel beyannamesi” çözüm bulabiliyor mu? İnsanlığın yararına diye lanse
edilen teknolojik gelişmeler güçlüyü daha güçlü yapmaktan başka bir fayda
sağlıyor mu ?
Dünyadaki tüm insanlar,
ancak aynı kanunlara ve haklara sahip olursa hiçbir insanın değeri diğerinden
az olmaz. Ne var ki bunu bugünkü BM yapısı ile başarmak mümkün değil.
Gücün, hak sahibi olmayı
sağladığı ve her türlü haksızlığın alenen yapıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Kısıtlı
dünya kaynaklarını artan dünya nüfusuyla paylaşmak istemeyenler şimdiden
duvarlar örüp, kitlesel kıyımlarla geleceği şekillendirmeye çalışıyorlar. Çünkü mevcut dünya düzenin son kullanım tarihi
çoktan geçti. Ne uluslararası kuruluşlar ne de sivil toplum örgütlerinin bunu
değiştirebilecek bir gücü yok.
Eğer dünya üzerinde yeni ve
adil bir düzen kurulacaksa tek çözüm; biraz radikal da görünse; yasama yürütme
ve yargı dahil hiçbir kişi veya kuruluşun gereğinden fazla maddi ve idari gücü
elinde tutmasına ve yönetmesine izin vermemektir. Bu düzende bireysel hak ve özgürlükler en üst derecede
korunmalı ve bütün önemli kararlar, etkilenen çoğunluğun onayını alarak ve
azınlığın haklarını koruyarak alınmalıdır.
Zeki, dogmaları sorgulayan,
önyargısız, ateş gibi gençleri gördükçe; hayalini kurmanın bile insanın içini
aydınlatan böyle güzel bir dünya için yolun başında olduğumuzu düşünmek
istiyorum.
10 Ekim 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder