1 Aralık 2023 Cuma

YAŞLILIK VE TEKNOLOJİ

 

YAŞLILIK VE TEKNOLOJİ

Banliyö treninde İzmir’e doğru giderken tam karşımda oturan iki yaşlı erkek aralarında konuşuyor:

- Sen karekodla para çekmeyi biliyor musun?

- Kartla mı yani?

- Hayır. Hani cep telefonundan karekodla diyorum.

- Yok ben sadece kartla çekmeyi biliyorum. Ama onun da şifresini unutmuşum, makine kartı yuttu. Şimdi yenisini göndereceklermiş. Bekliyorum.

- Bana da olmuştu da kartı getiren evde yokum diye geri götürmüş.

- Karekodla para çekmek için makineye telefonu mu sokuyorsun?

- Hayır. Makineye göstermem lazımmış ama ben neresine göstereceğimi bilmiyorum.

Gülümsediğim belli olmasın diye kafamı çevirip dışarıya bakmaya başladım. Gelişen teknolojik uygulamalar hayatımızı hızla değiştirirken, yaşlı nüfusun buna ayak uydurmakta ne kadar zorlandığını düşündüm.

Elli yıl önce evimize sabit telefon bağlandığında on yıldan fazla sırada beklediğimizi hatırlıyorum. ODTÜ’deki öğrencilik yıllarımı slide rule denilen hesap cetveli ile tamamlamıştım. O dönem, bilgisayar mühendisliğindeki IBM 370 ana bilgisayarda bugünkü cep telefonlarındaki işlemciler yoktu ama o tarihlerden sonra bilişim ve iletişim teknolojilerinde  artan bir hızla ilerlemeler kaydedildi. Programlanabilen hesap makineleriyle başlayıp masa üstü, diz üstü bilgisayarlara ve cep telefonlarına doğru geçişin ardından önce akıllı sistemler ve şimdi de yapay zeka uygulamaları yaşamımıza girince; konforlu yaşamak ve varlıklarımızı koruyup değerlendirmek için bu gelişmelere ayak uydurmak bir zorunluluk olmaya başladı. Cep telefonunuzun hayatınızı kolaylaştırabilecek yarıdan fazla özelliğini bilmiyor ve kullanmıyor olsanız bile artık online bankacılık işlemlerinden kaçamıyorsunuz. Neredeyse bir tsunami hızıyla gelen akıllı ev aletleri, dijital bankacılık, dijital para, devlet ve kurumlarla elektronik işlem zorunlulukları, yaşlı nüfusun ikinci baharının çiçeklerini yolacak gibi. Yani emeklilikte bir kenara çekilip hobilerle uğraşırken keyif çatmak hayal oluyor.

Parasal varlığını dijital ortamda değerlendiremeyip kayba uğrayan, aldığı akıllı evin kapısında kalan, yemeğini pişirmek için akıllı fırının ekranında nereye basacağını bulmaya çalışanların ne kadar zorlandığını düşünün. Birçoğu, teknoloji ile arası daha iyi olan yakınlarına, diğerleri dolandırılma korkusu içinde başkalarına muhtaç durumdalar. Bazı belediyelerin yaşlı nüfus için cep telefonu kullanma eğitimleri verdiğini duymuştum ancak geldiğimiz noktada bu da yeterli değil.

Duruma bir başka açıdan bakarsam, teknolojik gelişmelere ayak uyduramayan yaşlılar değil, yaşlılara ayak uyduramayan teknoloji diyebilirim. Gerçekten kullanıcı dostu ara yüzler oluşturulmadan, kullanıcıların teknolojik eğitimli olduğu varsayımı ile sistemler ve aletler geliştirilmesi hiç de doğru değil. Sözüm ona yapay zeka kullandıkları ALO yardım servisleri, bazen en eğitimlileri dahi çileden çıkarmıyor mu?. Dakikalarca saçma sapan menüleri, açıklamaları dinleyip hiçbir işlem yapamadan kapatıyorsak buna yapay zeka demek iddialı olmaz mı?  Akıllı denilen bir  cihazla sorun yaşadığımızda başvurduğumuz yardım kitapçıklarını anlamak için kaç kişinin o konuda eğitimi var ?                                                       

Bütün bunlardan çıkardığım sonuç bana akıllı sistem ve yapay zeka uygulamalarının  daha emekleme döneminde olduğunu gösteriyor. Çünkü sorun bu sistemlerle sorun yaşayanlarda değil. Bu sorunu öngörüp çözemeyen sistemde. Görünen o ki akıllı alet  ve sistemlerinin her çeşit kullanıcı tarafından rahatlıkla kullanılabiliyor olması için daha çok akıllanması gerekli.

1 Aralık 2023

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder