31 Ocak 2021 Pazar

Adelante - Güverte Tadilatları

                 ADELANTE – GÜVERTE TADİLATLARI

 

Güverte tadilatları kapsamında hedeflediğim işleri şöyle sıralayabilirim:

 

-       Çürüyen ahşapları tamamen çıkarıp yeniden yapmak.

-       8 kişilik teknede 4 kişinin sığabildiği dinlence oturma alanını genişletmek

-       Seyir fenerlerinin ağır direğini ve dinlence tavan ağırlıklarını azaltarak yalpada etken olan teknenin ağırlık merkezini biraz da olsa aşağı taşımak.

-       Tam yüklü durumda suya giren yüzme platformunu 4 cm yukarı taşımak

-       Kokpit iskele yanına mutfak LPG tüpü için bir dolap yapmak

-       Krom vardavela ve dinlence direklerini tadilata uygun modife etmek

-       Dinlence ve baş kasara üstü tentelerini yaptırmak

 

Kabindeki işlerimi bitirdikten sonra güverte tadilatlarına başlamadan çalışma alanını rahatlatmak için sancak ve iskele vardavelalarını çıkarıp teknenin iki yanına bağladım. Güvertedeki ahşapları söktükten sonra dinlence oturma alanını uzatmak için kokpitin sancak ve iskele tarafındaki polyester kısımları kesince, teknenin orijinal kokpit yanları ortaya çıktı. Geçmişte kokpitin kapalı alanını büyütmek için yanları 80 cm kadar arkaya uzatarak, dinlence genişliğinin 50 cm  daraltılmış olduğunu düşündüm. Yaptığım değişiklikle oturma bölümünü başa doğru 80 cm uzatmakla hem ferah bir dinlence kazanmış hem de altında kapaklı iki depolama alanı elde etmiş oldum. Yeni yaptığım kokpitin ön camlarını 30 cm kadar içeri alıp, eskisi gibi ortada açı yapacak şekilde değil de aynı düzlemde imal ederek, baş kasara üzerinde uzanmayı daha keyifli hale getirdim.

 


Güverte tadilatlarını yaparken korona kısıtlamaları çerçevesinde sokağa çıkma yasakları yürürlüğe girince, işlere nisan-mayıs 2020 döneminde ara vermek zorunda kaldım. Şansıma kısıtlamalar öncesinde kokpit ahşaplarını, dinlence tavanını ve  krom işlerini tamamlayıp yağmur mevsiminde kabine su girmesini önleyebildim.

 


Kısıtlamalar döneminde, söküp eve getirdiğim yüzme platformunu elden geçirip çürüyen ahşaplarını yeniledim, LPG tüpü dolabını, seyir feneri direğini ve ırgat zincirliği kapağını hazırladım. 1 Haziranda kısıtlamaları gevşetilince de montajlarını yaptım. Söküm sırasında etiketleyip bir kenarda topladığım dinlence aydınlatma, seyir fenerleri ve solar paneliyle kablolarını da döşeyip testini yaptıktan sonra güvertenin elektrik işleri tamamlandı.

 


Güverte tadilatlarını tamamladıktan sonra dinlence etrafına ve baş kasara üstüne  yapılacak tentenin siparişini verip güvertenin zımpara ve boya işlerine başladım. Akrilik beyaz boya ile güvertenin boyanması sırasında ağaçlara yakın olmanın sıkıntısı büyük oldu. Beyaz boya öncesi epoksi astar uyguladım. Tentenin getirilip takılması ile tekne denize indirilecek duruma geldi. Tente yapımında, kıç tonoz halatlarını bağladığım koçboynuzları yerlerinde yapılacak körükleri unutmaları daha sonra bu bölümdeki çıt-çıtların kapatılmasında biraz sıkıntı çıkardı ama denize indikten sonra gelip oraya el dikişiyle bir yırtmaç yapma teklifine sıcak bakmadım.

 


Karinanın son kat zehirli boyasını da attıktan sonra 22 Haziran 2020’de tekneyi denize indirdik. Oğlumun “baba denize indirirken burası üste gelecek yazmayı unutma” şakası kulaklarımda, motoru çalıştırıp limandaki yerimize getirip bağladıktan sonra verdiğim emeğin karşılığını aldığımı görmek çok keyif verdi ve tekne aldıktan bir yıl sonra, hiç deneyimim olmadan kapsamlı bir tadilata başlarken duyduğum endişenin yerinde artık güven olduğunu fark ettim.

1 Şubat 2021

24 Ocak 2021 Pazar

Adelante - Tekne Kabin Tadilatı

ADELANTE – TEKNE KABİN TADİLATI

 

Karaya çektiğimiz teknenin kekamoz temizliğinden sonra ilk olarak kabin içinde yapmak istediklerim:

-       Kabin altında sintineye su sızmasını önlemek

-       WC kabinini 80 cm’den 100 cm’e genişletip kabin basamakları yanındaki 45 cm dar kapıyı 50 cm’e büyütmek

-       Sadece evye ve ocak barındıran 80 cm’lik mutfak bankosunu 145 cm’e uzatıp  hem çalışma tezgahı oluşturmak hem de ileride buzdolabı yerleştirecek bir yer oluşturmak

-       Kabin içi oturma yerlerini, çok yüksek ve sırt dayamaya elverişsiz genişlikte olması nedeniyle, 2 kişinin rahat yatacağı 70 cm genişlikte yeniden yapmak

-       Mevcut oturma düzeninde baş üstüne gelen kullanışsız malzeme gözlerini kaldırıp oturma altına taşıyarak kabin içi yürüme alanını genişletmek

-       Dağınık elektrik sistemini tek bir panoya toplamak

-       Pruvada denge sağlamak için ağırlık ilave etmek

olarak özetleyebilirim.

 

Kabin içi tadilata mutfak, WC, yatak ahşaplarını sökerek başladım. Söküm sırasında tekrar kullanılabilecek bütün ekipmanı ayırıp elektrik kablolarını etiketleyip bağlantı şemalarını çıkardım. Zemindeki iroko döşemeyi usulüne uygun kaplanmadığı ve çürüdüğü için atmak zorunda kaldım. Her şey çıkarıldıktan sonra kabin zemininde baş tarafta kesilip yerine vidayla tutturulmuş bir kapak dikkatimi çekti. Kapağın vidalarını çıkarınca altında muhtemelen safra olarak konmuş sonradan tartıp 160 kg olduğunu öğrendiğim metal fırın cürufu buldum. Bu durumda tüm taban döşemesini kaldırıp polyester kabuğa kadar inmeye ve kabini yapısal özelliklerini değiştirmeden baştan yapmaya karar verdim.

 

Zemin döşemesinin tekrar yapmadan önce altındaki boşluğu birkaç santim azaltarak kabin içinde 180 cm yüksekliğe ulaşmak işime yaradı. Zemin altı kayıtlarını epoksi ile sabitleyip kenarlarını macunlarken mutfak-wc arasında bir bölümü sintine pompası koymak için ayırdım. Teknenin Boşalttığım 160 kg cürufunu telafi etmek ve pruva dengesini artırmak amacıyla, paslanmaya karşı blok haline getirdiğim ve polyesterle kapladığım 400 kg demir safrayı kabin altına yerleştirdim.

 

Taban kayıtları üzerine zemin döşemesi olarak bir kat marin kontra yerleştirip  kenarlarını ve birleşimlerini polyester ile kapladıktan sonra, kabin iç yüzeylerini polyester macun ve zımpara yaparak düzelttim ve beyaz akrilik boya ile boyadım.

 

Kabin-kokpit duvarı panellerini kalıp çıkararak evde hazırlarken wc tarafında kokpit kumanda panosu kablolarına erişim sağlayacak bir kapak, mutfak bankosu tarafına da servis elektrik panosu için bir yer ayırdım. Her iki paneli de evde boyadıktan sonra yerine sabitledim ve birleşim yerlerinde epoksi yapıştırıcı kullandım.

 

Son olarak zemini elimde mevcut 12 mm’lik lamine parke ile kaplayarak kabin içini oturma, mutfak ve WC için ahşap işlerine hazır hale getirdim. Kabin içi işlemleri sırasında aldığım ölçülerle hazırladığım sketch-up modeli çok yararlı oldu ve montajı yapılacak parçaları evde hazırlayarak tersanede montajını yapmamı sağladı.

 

Tersanede çalışırken yağan yağmurlarda kabin içine sızan suların çürüyen kokpit ahşaplarının polyestere bağlantı yerlerinden kabin içine ulaştığını gördüğüm için kabinden sonra kokpit ve dinlence üstü ahşaplarını da değiştirmem gerektiğini anladım. Tadilata başladığımda, daha uygun fiyatlarla Aliağa’daki gemi sökümden çıkma ahşap malzeme temin edebileceğim söylenmişti. Ancak benim deneyim, çıkma  malzemelerin firesini ve kalitesini de dikkate alınca yeni malzeme kullanmanın daha uygun olduğunu gösterdi.

 

Zemin kaplamaları tamamlandıktan sonra mutfak bankosu, WC kabini ve oturma-yatak bölümünün ahşaplarını, hazırladığım sketch-up çizimlerine göre evde imal edip  boyadıktan sonra tekneye montajını sorunsuz yaptım. Yatak altına üstten bir kapaktan ulaşılabilir akü yerleri hazırladım. Irgat selenoidi ve  sigortasını da akünün yakınına yerleştirince 900 watt’lık ırgatın kablolarını 6 metreden fazla kısaltıp voltaj kaybını engellemiş oldum.

 


WC klozetinin, tuvalet lavabosu ve mutfak evyesinin bağlantılarını tamamladıktan sonra kabin tekrar kullanılabilir hale geldi. Eskiden kabinde mutfak bankosu altına yerleştirilen ocağın LPG tüpünü güvenlik amaçlı dinlencede bir dolap içine almaya karar verdiğimden hortumunu dışarı uzattım. Mutfak bankosu yanında duvara monte ettiğim elektrik panosunda, solar panel-sahil besleme inverterini, sigortaları ile akülerin (+/-) terminallerini bir araya getirdim. Yenilediğim elektrik tesisatını eski tesisatın bağlantı şekline sadık kalarak yapmakla birlikte tekne elektriği ile ilgili daha sonra karşılaştığım sorunlar nedeniyle yaptığım araştırma ve çalışmaların sonucunu uygulamada test ettikten sonra yazmanın uygun olacağını düşünüyorum.

 25 Ocak 2021

 

18 Ocak 2021 Pazartesi

Adelante - Tekne Bakımı için Karaya Çekme

ADELANTE - TEKNE BAKIMI İÇİN KARAYA ÇEKME

 

Teknemizi Foça Karakum Plajı bitişiğindeki Kaleli Tersaneye karaya çıkarma kararı verdikten sonra içerideki tüm taşınabilir malzeme ve ekipmanı çıkarıp bakım süresince korunacağı evdeki depomuza getirdim. Karaya çıkacağımız gün bağlı bulunduğumuz Foça Su Ürünleri Balıkçı Barınağındaki iskeleden hareketle Fener Burnu açığından dönerek tekneyi Mustafa Kaleli’nin tersane çekme rampasından  denize indirdiği römorkun üzerine çıkardım. Teknenin römork üstünde denizden ağır ağır çekilmesi sırasında çıkan sesler benim için ilk olduğundan, Mustafa ve Bülent beylerin deneyimli hareketleri her şeyin kontrol altında yürüdüğüne işaretle içimi rahatlattı.

 

Karaya çıkardıktan hemen sonra römork üzerindeyken yapılan ilk işlem tazyikli su ile karinada biriken kekamozların temizlenmesi oldu. Ancak tazyikli su bir yıldır denizde olan teknenin kekamozlarını tam olarak temizlemeye yetmedi. Benden önceki sahibinin karinada kullandığı zehirli boya hakkında bir bilgim olmadığından kalanları zımpara ile almaya karar verdim. Tekneyi tersane girişine yakın bir alana getirip kıçı bir sıra ağaca doğru iki tekne arasında takoza aldılar.  Takoza alma işlemi bir hidrolik kamyon krikosu kullanılarak ve omurga altında biri dümen palasına diğeri başa yakın büyük kütükler koyarak yapıldı. Altına kütük yerleştirilen  omurga yerden 40 cm kadar yükseltilmiş oldu. Teknenin omurga üzerinde dengede kalmasını  sağlamak için dinlence altında yanlara üstüne ahşap konulan 2 varil, baş tarafa da 2 tomruk dayama yerleştirilince işlem tamamlandı.

 


Kalan kekamozları temizlemek biraz kirli bir işlem oldu. Bunun için 115 mm’lik elektrikli taşlama aletine tabansız göbek aparatı kullanarak taktığım ortası delikli 180mm 80 kum zımpara kullandım. Zımpara adaptörünün tabanı olmadığından zımpara kağıdının esnek kenarları yüzeydeki kekamozları alırken alttaki jelkot’a fazla zarar gelmesini engelledi. 7,40 lık teknemiz için 8-10 kadar zımpara kağıdı gerekti.  Dayama ve takozların bastığı yerlere ulaşamadığım için onların zımpara ve boyalarını tekne denize bırakılmadan önce römorka alındıktan sonra tamamladım.

 


Karina temizliğinden sonra teknenin tüm bakım ve tadilat işleri bitene kadar teknenin altında çalışma yapmadım. Bu işler bittikten sonra :

-       Önce teknenin altında ve bordasında gözle ve elle yoklama yaparak tespit ettiğim bütün küçük delik ve çizikleri epoksi macunu ile kapatıp, macun kuruduktan sonra zımpara (80-120-220 kum) ile fazlalıkları aldım. Teknenin borda rengini değiştireceğimiz için borda yazılarını da çıkardım.

-       Sonra borda boyasının tutunmasını sağlamak için hafif bir yoklama zımparası yapıp rulo ile epoksi astar uyguladım. Su kesimi çizgilerine mavi maskeleme bantı çekip korudum. Epoksi astar kuruduktan sonra kırmızı skotch brite ile hafifçe ovalayıp son kat akrilik boyasını sürdüm. Yeni borda yazılarını da yapıştırınca bu kısımdaki işler tamamlanmış oldu.


-       Tavsiye edildiği gibi karinaya bir kat zehirli astar ve iki kat zehirli boya sürme işini denize indirmeden bir gün önce bitecek şekilde planladım. Ertesi gün römorka alınan teknenin dayama ve takoz yerlerinin zımpara-zehirli astarı ve zehirli boyasını sabah tamamlayarak öğleden sonra denize indirdik.

 

Tekne altında yaptığım işlemler hakkında bir not eklemek gerekirse açık ortamda,  ağaçlara ve komşu teknelere çok yakın hava tabancası ile boya yapamadığımdan akrilik boya kullanmak yerine poliüretan boya daha doğru bir seçim olabilirdi. Boya uygulamaları için ağaçsız bir bölgeye geçmek de uygun olabilirdi. Her konuda bana yardımcı olan Sn.Bülent ve Mustafa Kaleli’nin bu konuda da hiç itiraz etmeyeceklerini düşünüyorum.

 

Pandemi yasakları nedeniyle altı aya uzayan bakım ve tadilat çalışmalarından sonra teknemizi sorunsuz denize indirmenin keyfi büyük oldu. İlk kez bu çalışmaya giren biri olarak yaptığım değişikliklerin beklentiyi karşılamasının bu keyfi artırdığını söyleyebilirim.

19 Ocak 2021

 

12 Ocak 2021 Salı

Adelante - Pandemi Günlerinde Tekne Bakımı

          ADELANTE - PANDEMİ GÜNLERİNDE TEKNE BAKIMI

2019 Yılı başında  aldığımız ilk teknemizi kendi kullanım şeklimize göre biraz tadilat yapmak ve tekne bakımı için 2019 kasım ayında Foça’da Karakum Plajı yanındaki Kaleli Tersaneye çıkarmıştım. İlk karaya çıkarışımı biraz heyecan yapsam da 8 Metrelik tekneyi denizden tersane römorku üzerine alma işi sorunsuz gitti.

 Karaya çıkarmaktan amacım rutin karina temizliği ve boyası dışında kabin içindeki  WC ve mutfak bankosu ile dinlencedeki oturma alanını genişletip, tente ve minderlerini yenilemekti. Daha önce tekne bakımı ve tadilatı hakkında hiçbir deneyimim olmadığı için internetten yerli ve yabancı kaynakları tarayarak hazırladığım iş planına göre 4 aylık rahat bir çalışmayla her şeyi bitirmeyi hedeflemiştim. Ayrıca birkaç litre polyester reçine alıp atölyede cam elyaf polyester denemeleri bile yapmıştım. Ancak hem tadilat sırasında ortaya çıkan ilave sorunlar hem de Mart-Nisan 2020 aylarında uygulanan pandemi kısıtlamaları tersane konaklamasını iki ay uzattı ve teknemiz Adelante ancak Haziran 2020 de denize kavuştu.

 Tadilat sırasında söktüğüm yerlerde gördüğüm işçilik daha kötüsünü yapamayacağım konusunda cesaret verince minder ve tente yapımı dışındaki işlerde usta kullanmadım. Tekne inşa işinin ne kadar teknik bir altyapı gerektirdiğini anlamış bir mühendis olarak zaten öyle ustalarla da karşılaşmadım.

  Teknede yaptığım çalışmaların detaylarını daha sonra vermeyi planladığımdan  bugün akılda kalan birkaç noktayı özetlersem; 

 - Tekneyi karaya çıkarmak için Kaleli tersanesi çok doğru bir seçim. Boya yapılacaksa ağaçların altını tercih etmemekte yarar var.

- İkinci el aldığım teknede tadilat sırasında beklediğimden fazla problemle karşılaşınca kabini kabuğa kadar soyup sıfırdan başlamak gerekti. Aynı şekilde kokpiti de söküp yeniden yaptım.

- Tam donanımlı bir elektrikçi bulamadığımdan sistemi kendim kurmak zorunda kaldım. Sahil kasabalarında daha çok tamir işlerine baktıklarından teknik altyapısı kuvvetli bir marin elektrikçi bulmak zor. Teknenin elektrik sistemindeki her parçanın teknik özelliklerini bilmek ve kaydetmek önemli.

- Tekne tadilatı sırasında teknenin ağırlık dengesini koruyacak şekilde giren-çıkan ağırlık hesabına ve dağılımına dikkat etmek lazım

- Motorla ilgili karada hiçbir çalışma yapmadığım için bir motorcu ustası gerekmedi. Ancak denize indikten sonra kontrol için çağırıp birkaç çalışma talep ettiğim Saadettin Usta hem yaklaşımı hem de bilgisiyle beni hayran bıraktı.

- 4 ay olarak planladığım çalışma 6 aya uzayınca yalpalamayı azaltmak için düşündüğüm ilave omurga ağırlığı konusunu bir dahaki sefere erteledim ancak kabin altında sintineye 400 kg kadar ağırlık ilave ettim.

- Kabin tadilatı sayesinde yatma bölümü sancak ve iskeleye doğru 25 er cm genişledi. WC 80 cm’den 100 cm’e , mutfak bankosu da 75 cm’den 145 cm’ genişlemekle birlikte içeride ayakta 2 kişi çalışabilir hale geldi ki bu mutfakta çalışma varken WC’ye girip çıkmak için önemli. Kabin zeminini yeniden yaparken 6 cm aşağı alarak tavan yüksekliğini de 180 cm’e çıkardım.

- 8 kişilik teknemizde dinlencede eskiden 4 kişi oturabiliyorken şimdi 8 kişi oturabilir hale geldi.

- Yüzme platformunun çürüyen ahşaplarını değiştirip 4 cm daha yukarıya monte ederek, yüklü durumda su altında kalmasını engelledim.

- Kabin içi ve dinlence oturma yeri minderlerini yenileyip, tenteyi yeniden yaptırdım.

 Yaptığım tadilat çalışmasında malzeme-alet masrafı 9 bin TL çivarında oldu. Buna tente-minder ver tersane ücreti dahil değil. İlk tadilat sırasında alet envanterimi de geliştirdiğimden bundan sonraki bakım işlerinde sadece tersane ve malzeme giderini dikkate alırım diye umuyorum.

 Şimdilik yapılan işlerin öncesi ve sonrası şeklinde bazı resimleri aşağıya ekliyorum. Vakit bulduğumda önemli bölümlerle ilgili detaya da gireceğim.

 13 Ocak 2021

 

 


9 Ocak 2021 Cumartesi

Yaşamımızda Tehlikeli Evrim

 

 YAŞAMIMIZDAKİ TEHLİKELİ EVRİM

 Gençliğimden beri zaman yetmezliğinden yakınan insanlarla yaşadım. Hayatın önlerine getirdiği sorunlar ve fırsatlarla uğraşmak adına bir denizden diğerine yelken açarken, durup manzaranın tadını çıkaracak zamanları yoktu.  Bu durum en çok  insan ilişkilerini ve kişisel gelişimi olumsuz etkiledi.

İnsan ilişkileri açısından; geleneklerimiz arkadaş, tanıdık ve akrabaların ihtiyacı olduğunda yanında olmak gerektiğini söylese de “hayat şartları” fırsat vermedi. Paylaşılmayan anların tekrarı olmadığı için ilişkileri sıcak tutup,  dostlukları derinleştirmek zorlaştı. Dinlemekten çok konuşmayı, paylaşmaktan çok sahiplenmeyi seçerek “modern hayat”ın dayattığı bireysel adacıklarda birbirimize yabancılaştık. Kapitalizmin rahatça yönetebileceği piyonlar haline gelirken kaybolan dostlukların boşluğunu “sistem” doldurdu . Kalfasını yetiştirip bir dükkan açmasına yardım eden ustanın yerini, aynı mahallede satış yaptığı için birbirine sopayla saldıran insanlar, hastalanınca çorba getiren komşu veya akrabanın yerini ücretli bakıcılar aldı. İnsan ilişkilerini hedef alan bu global düzen, insanların bağlı bulunduğu kökleri yok edip onları taşınabilir ve sadece kendine bağlı hale getirmeyi büyük ölçüde başardı. Birçok ülkede çalışma alışkanlıklarından giyime, tatil hayallerinden yaşadıkları evlere kadar her şey birbirine benzedi.

Kişisel gelişim açısından kendini yetiştirme için verilen şablon da pek farklı değil. Eğitim sistemi ve gençlerin sosyalleşme yolları bireyin donanımını artırmak yerine “sistem”in ihtiyacını karşılamaya dönük. Vakit bulamayanlar kitap okuyarak bilgi edinmekten çok internetten gördükleriyle idare eder oldu. Kafelerde akıllı telefonlarla sosyalleşme tablosu veren guruplar, fikir üretip eğlenmekten çok yaşamlarını etiketleyip başkalarına göstererek, kısaltma ve emojilerle ifadelerini sadeleştiriyorlar. Dillerin zenginliği ve genel bilgiler para etmediği için zihinleri sığlaştırmakta bir sakınca kalmadı. “Sistem” sorgulamadan kolayca yönetebileceği bireyler yaratmakta sınır tanımıyor. Aile ve toplumun tarih boyu oluşturduğu kimliği taşıyan insanlığımızı kaça sattık henüz farkında değiliz.

Korona korkusu ile küçük bir çevre içine kapandığımız bu günlerde acaba kaç kişi kendini genetiği değiştirilmiş domates gibi hissetti. Teknolojinin insanları dijital sınıflandırmaya tabi tuttuğu değişik bir dünya düzenine doğru evrildiğimizi ürkerek izliyorum. Pandemi ve ekonomik krizler önceliklerimizi altüst etti. Hayallerimizi, arzularımızı bir yana bırakmış, hayatta ve ayakta kalmak için çabalarken global akbabaların neyin peşinde olduğunu anlamadan da endişelerim azalmayacak.

 9 Ocak 2021