30 Ocak 2020 Perşembe

Gelecek İçin Büyük Fikirler



GELECEK İÇİN BÜYÜK FİKİRLER

ODTÜ’deki yıllarımda bölümü ziyaret eden Amerikalı bir profesör, zihnini açmak için hafta sonları dağ evine gidip ağaçların arasında yürüyüş yaparak uğraştığı konulardan uzaklaştığını; bunun dönüşte daha rahat bir şekilde konuya odaklanmasını ve çözüm üretmeye yardımcı olduğunu söylemişti. Yıllar sonra Hollanda’da stresle ilgili bilgi veren bir konuşmacı da günlük olaylardan kopabilmek için oturduğumuz ve çalıştığımız yerden en az iki saatlik bir mesafeye gitmek gerektiğini eklemişti.

Büyük güçlerin dünyanın geleceği ile ilgili değişiklikleri hızla işleme koyduğu bir süreçte, eğer sürücü koltuğunda değilseniz iki seçeneğiniz var. Ya önünüze gelen değişikliklere ayak uydurmak için koşturacaksınız ya da o değişikliklerin getirdiği sonuçlara katlanacaksınız. Sürücü koltuğundaki o güçler, yıllardır düşünce kuruluşlarında yapılan beyin fırtınalarının ürünü senaryolardan çıkarılan tam kapsamlı uygulama planlarıyla bugün alandalar. Zeki ve dinamik yönetim kadroları ile başımıza gelecekleri hesaplayıp, hazırlıklı olmak ve değişen şartlara hızla uyum sağlayıp manevra yapmak elbet mümkün. Ancak dünya bu planlarla başa çıkmaya çalışırken orada yarının planları yapılmakta. Yani kurnazlık da bir yere kadar işimize yarayacak. Uygulamaya konulan planlar o kadar kapsamlı ki bazen gerçek hedef iş işten geçtikten sonra ortaya çıkıyor.

Peki oyunculuktan oyun kuruculuğuna çıkabilmenin bir yolu yok mu sorusuna cevap vermeden önce adam başı ortalama yıllık gelir seviyelerine bakmakta yarar var. Hafta sonu dağ evine gitme olanağı olan kaç düşünür, bilim adamımız var. Yaşam standardını korumak için mücadele verirken, ateş hattından geriye çekilip düşüncelerini tazelemek, yeni fikirlerle ortaya çıkmak için ne kadar kaynak ayırabiliyorlar. Sıkışınca  iyi çözümler üretebilme kapasitesi, büyük fikirler üretip kapsamlı uygulama planı yapabilme ile karıştırılmasın. Kaldı ki iyi bir fikir, o fikri başarıya götürecek çok yönlü ve tam kapsamlı bir uygulama planı yapılır ve gerekli kaynaklar bulunursa işe yarar.

Piyasaları globalleştirerek ülkeleri kendi kurdukları bir sistem içine kilitleyen güçler şimdi hem sahip oldukları gücü hem de kurdukları sistemi kullanarak tam bir hacıyatmaz oldular. Şimdi anlıyoruz ki piyasaların globalleşmesi, uluslar arası teşkilatlanmalar insanların refahını artırmak ve dünyaya adalet getirmek için yapılmamış. Artık dünya çapında bir kaos çıkarmadan bunları geri döndürmenin bir yolu yok.

Bugün, günü nasıl kotarırız diye bütün kurnazlığımızı kullansak bile, insanlarımızın refah seviyesini artırıp büyük fikirler üretebilecek hale getirmek ve bunları uygulayacak güce sahip olmak için uzun vadeli planları uygulamaya koymak tek çıkar yol.

Böyle zamanlarda dönüp Atatürk’e  bakmakta büyük yarar var.

30 Ocak 2020

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder