DÜŞÜNME ZAMANI
Çok yoğun bir dört ayın
ardından zınk diye frene bastım. Her şey teknemizi bakım için Foça’da tersaneye
çıkarmakla başladı. Önce normal bir bakım işi olarak görüp başladığım çalışma
açtıkça yeni sürprizler sunan arkeoloji kazısı gibi tam kapsamlı bir tekne
tadilatına dönünce hafta sonları dahil tam zamanlı bir iş haline geldi. Yaşadıklarımı
ve yaptıklarımı çalışmaları tamamladıktan sonra birkaç yazımda özetlemeyi
planladığımı da belirtmem lazım.
İşlerimi bitirmeye iki hafta
kadar kala, zınk diye frene basmamın sebebi Çin’de başlayan ve dalga dalga tüm
dünyayı etkisi altına alan Covit-19 pandemisi.
Önce kısa süreceğini düşünerek evde ve arazimizde ertelediğim işlerle
ilgilenerek geçirdiğim günlerde pandemi hakkında öğrendiğim her detay sanki
bana bir aysbergin ucuna baktığımızı anlatır gibi. Yani artık acele etmek için
bir neden yok.
Arazinin günlük işleri,
virüsün bedenimizden önce aklımızı işgal etmesini önlese de getirdiği ve
getireceği sorunları konuşmadan yapamıyoruz. Artık kitap okumak, dostlarımızla
ilgilenmek için daha çok vaktimiz var. Ama en önemlisi fren yaptığımız koltukta
oturup sakin sakin etrafa bakarken düşünmeye başladık. Önce ne olacak, ne
yapacağız diye başlayan düşünceler bir müddet sonra beynin nöronlarından
serbest atışa dönüşünce bazen keyifli bazen dramatik her şeyi düşünüyoruz.
Düşünmeden, söylenenleri
yaparak ya da önümüzdeki program gereği yaptığımız her şey durunca; düşünerek
yaşamaya alışmamız zaman alabilir. Ama düşünmek yapacaklarımıza anlam
kazandırdığı için bence çok daha güzel olacak. İyilerin kötülerden daha fazla
olduğunu düşünerek geleceğin daha güzel olma fırsatı var. Her ne kadar böyle
bir salgını vurgun fırsatı sayan insanları, hiçbir şeyi umursamayanları, hala
eskisi gibi politika yapmaya çalışanları, yaşlılar evindeki hastaları ölüme
terk eden insanları ibretle izlesem de umut var. Uygar dünyada sömüren bencilliği
yenebilecek sağduyu, geri kalmış yerlerde imkansızlık ve cahilliğin yanında
açan masumluk yeni dünya düzeninin mayası olabilir.
Gençliğimde dünya barışı ve
evrensel kardeşliği konuşurken, güçlünün gücünü daha çok ezmek ve hakimiyetini yaymak
için kullandığı ve hiç kimsenin bir şey yapamadığı bir noktaya gelmek ibret
verici.
Şimdi düşünmek zamanı…..
Nerede yanlış yaptığımızdan
çok daha güzel bir yarına nasıl gideceğimizi düşünmek…
Yine aynı noktaya gelmemek
için artık farklı düşünmek…
Eski yöntemleri bir yana
bırakıp, zihnimizi özgür bırakarak düşünmek…..
Nasıl yapacağımızı
önemsemeden, sınır koymadan düşünmek…
İnsanlığımızın test edildiği
bu dönemden o zaman başarıyla çıkacağız.
30 Mart 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder