TSUNAMİ
Yeni yıla pek keyifli
girdiğim söylenemez. Hatta her yılın bir öncekini arattığı bir dönemdeyim
sanki. Bazen iş yoğunluğu nedeniyle yazılarımı aksattığım oluyor ama son birkaç
aydır istediğim kadar yazamayışımın nedeni kendimi yazı yazacak kadar iyi
hissetmemek.
Herkes gibi
benim de bir şekilde nasibini aldığım bugünkü stresli yaşamda, pandoranın kutusuna atıp kapağı kapattığım
tüm sıkıntı ve kaygıların bir anda fırlayıp sağlığımı ele geçirebildiğini
gördüm. Vücudumun inanılmaz karmaşık sisteminde taş atmakla dalga çıkarmayan o
sahte güvenin beklenmedik bir anda gelen bu tsunami karşısında yaşadığı
şaşkınlık, hem sistemin ne kadar kırılgan olduğunun gösterdi hem de sağlıkla
ilgili hiçbir şeyin garanti olmadığını.
Her şey zeytin toplarken
merdivenden düşerek yaptığım başarısız uçma girişiminden yaklaşık altı hafta sonra başlamıştı. Ne
olduğunu bulmak için yapılan birçok araştırma ve tetkiklerden sonra her
bölümden “iyi olduğuma” dair görüş alınca bütün fiziksel nedenler elendi ve buna
birkaç beyin hücresinin darbe girişiminin neden olduğu ortaya çıktı. Ömrümün
büyük kısmını dışarıdaki darbelerle geçiren biri olarak, içten gelen bu darbeye
hazırlıksız yakalanmıştım. Yaşam enerjisinin kaynağı gerçeklerden uzaklaştıkça
verdiği zarar da bir o kadar büyümüştü. Şimdilik darbeyi kendi imkanlarımla
kontrol altına aldığımı ve normal yaşamıma geri döndüğümü düşünüyorum.
Her tsunaminin ardından
anlatacak epey hikaye çıksa da bir müddet sonra tsunamiye karşı alınması
gerekli önlemler; bilimsellikle kadercilik arasında bir yerde yapılacaklar listesindeki
önceliğini yitirdiğinden, eski alışkanlıklarım da yavaş yavaş geri dönüyor. Birkaç
aydır uzaktan seyrettiğim bardaki içkilerimle, arada bir gün batımını beraber
yapmaya başladık bile.
17 Nisan 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder