KÖR TUTTUĞUNU…..
Yanıyoruz. Gerçekten yanıyoruz.
Foça ve çevresi her sene
bizim evimizin sınırlarına kadar gelen bir sürü yangın atlatır da bu kadar
erken başlamazdı. Daha haziran sonu gelmeden yangınlar yeşili siyaha döndürmeye
başladılar bile. Ormanlar, zeytinlikler,
evler, hayvanlar cayır cayır yanarken tam bir doğa katliamı yaşanıyor. Sonra yangına
sebep olan birileri bulundu diye herkesin yüreğine su serpiliyor ve
kaybedilenlerin kolay geri gelmeyeceğini unutuveriyoruz. Körün tuttuğunu öpmesi
gibi; buz dağının görünen yüzüne bakıp sorunu küçümseyen bu tavır bana bu
yangınların kolay bitmeyeceğini söylüyor. Bazen bir mangal veya ot yakma,
birçok kez de, her gün atılan onbinlerce izmaritten biri sebep bu yangınlara.
Adam zincir markete mal
bırakmış, kamyonuyla bir sonraki teslimata doğru hareket ederken sigarasını
yolun kenarına atıp gaza basıyor. Yol kenarındaki otlar 40 dereceyi geçen
sıcakta parlamaya hazır yakıt gibi. Bağırıp ulaşamayınca çaresiz inip
izmaritini söndürüyorum.
Gürültüsüyle ve dumanıyla
tam bir çevre felaketi motorun üzerindeki adam, ağzında sigara Bağarası
yolunda….. yol kenarı kuru ot kaplı.
Bitirince izmariti herhalde cebine koyacak !. Durdurup sorsan yangını çıkaranlara
saydırırken herkesi geride bırakır ama ağzındakiyle beyni arasında hatlar
kopuk… Ne yapsın?
Cezaevinin ağaçlıklı yolunda,
araçtan atılan sigarayı, durup söndürdükten sonra az ilerideki jandarmaya
plakasını verirken geri dönen aynı aracı göstermeme rağmen durdurmayıp biz
gerekeni yaparız diyenlerin sonra gerçekten gerekeni yaptıklarını düşünmek
istiyorum.
Yangına sebep olanların
cezalandırılmaları için memleketi yakmalarını mı beklememiz gerekiyor? Çözüm
hiç de zor değil. Vatandaşa, cep telefonlarına kuracakları bir aplikasyonla “gönder
kaydını yapalım gerekeni” diye bir yol açsınlar bak nasıl ihbar yağar her
taraftan. Eğer cezalar da caydırıcı olursa; her yangından sonra suçlu aramak
yerine, yangın çıkarabilecek olayları engelleyerek çok basit bir güvenlik ilkesi
çalışmaya başlar. Yoksa iklim değişikliğinden önce memleketi biz mahvedeceğiz.
27 Haziran 2025