ŞİDDET KRALLIĞI
Polis silahını doğrultmuş, açık şoför kapısından sürücüye “sakın silahına uzanma” diye bağırıyor. Sürücünün silahına uzanmasıyla polis tak-tak adamı vurup öldürüyor. Olay insanların kolayca her türlü silahı alabildiği ABD’den. Silahlı tehdit oluşturan kişilerin polisin söylediğini hemen yapmaması zanlıyı etkisiz hale getirmek için ateş açma nedeni. Ülkede 100 kişiye 90 silah düşüyor.
Üç yıl Londra’da kaldım. Belinde tabanca taşıyan polis gördüğümü hatırlamıyorum. Aslında maçlara da gitmediğim için polis gördüğüm de söylenemez. Ortalarda dolaşanlar genelde park cezası yazan trafik polisleri. Kaçan zanlıya polisin “dur yoksa yine dur derim” dediği şakası yapılıyor. Ülkede 100 kişiye 5,6 silah düşüyor.
Bu iki ülkedeki polislerin zanlıya yaklaşımları arasındaki fark silahlanma oranından geliyor. Zanlının silah bulundurma ihtimali yükseldikçe polisin silah kullanımını artıyor.
Ülkemizde her 100 kişiye kayıtlı 13 silah düşüyor. Buna kayıtsız silahları, döner-ekmek bıçaklarını ve haydarları eklerseniz eminim rakam birkaç katına çıkıyordur. Ama bizde durum farklı. Elinde bıçak hasmını, karısını, anasını darp edeni; polis teslim olması için ikna etmeye çalışırken mağdurun esareti ve sağlık riski bazen saatlerce devam ediyor. Eğitimli bir kolluk kuvvetinin veya keskin nişancının, saldırganı kolayca etkisiz hale getirebileceği birçok pozisyon oluşmasına rağmen, mağdurun zarar görmesi pahasına ikna yolu tercih ediliyor. Güvenlik güçlerinin bu durumlarda hangi yetkileri kullanabildiğini ve bunun kanuni çerçevesini bilmediğim için yaptıklarında bir eksiklik olduğunu söyleyemem ancak bunun doğru olmadığını düşünüyorum.
Şiddet olaylarının altında yatan ana neden herkesin kendi adaletini uygulamaya çalışması. Bu bazen hak ettiği adaleti bulamadığını, bazen de sadece kendi doğrularının doğru olduğunu düşünmesinden kaynaklı olsa da saldırganları artık hayatın her alanında görmek mümkün. Toplu taşım araçlarında, yolda, çarşıda, mahallenizde, düğünde, işyerinde……. Silahlı gurupların çevredeki insanlara aldırmadan çatışmaya girmeleri artık sıradan bir haber. Böyle bir durumda kalmak istemeyenler, kendilerince hareketlerini kısıtlayarak önlem almaya çalışıyorlar ancak onlar hareketlerini kısıtladıkça, saldırganların hareket alanı genişliyor.
Her gün sokaklarda şiddet kullananları gördükten sonra önce akşam haberlerinde göremediklerimizi sonra da dizilerde şiddet hikayelerini seyrediyoruz. Şiddetle yatıp şiddetle kalktıkça şiddet uygulanmasını kabullenmeye zorlanıyoruz sanki. Şiddet sarmalı yayılarak artıyor ve alınan önlemler bunu engelleyemiyor. Kadına, çocuğa ve sağlık çalışanlarına şiddete karşı birçok kampanya yürütülüyor ama şiddete karşı sert bir tutum izlemedikçe bu durumun değişeceğini zannetmiyorum. Şiddetin bu kadar yayıldığı bir durumdan, bir anda sakin ve medeni bir topluma dönüşmenin kolay olmayacağını biliyorum. Ancak saldırganların, cezaların çok ağır olduğunu ve kendi kanunlarını uygulamak adına topluma tehdit oluşturdukları anda kendilerini etkisiz hale getireceklerini bilmeleri caydırıcı olabilir.
Silahın hangi tarafında olursa oldun suçlunun yaptığı yanına kar kalıyor inanışı değişmediği sürece, şiddet krallığı yıkılmayacaktır.
13 Kasım 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder