BİR KÜMESİMİZ OLSA
Yeri uygun olan herkes gibi biz de arazimizin içinde serbest dolaşan tavuklarımızın olmasını, sabahları horozun sesiyle kalkmayı hayal etmiştik. Böyle bir hayalle yola çıkınca önce ne kadar kanatlı hayvanımız olması gerektiğini araştırdım ve 5 tavuğa bir horoz hesabının uygun olduğunu, kümesin evin biraz uzağında olmasının iyi olacağını belirleyip kümes tasarımlarına bakmaya başladım. Biraz mühendisliğimin dürtmesi biraz da avangart bir kümes arayışı ile yaptığım tasarım; 2x2,5 metrelik bir kümes ve bitişik folluklarla, 6x2metrelik bir dolaşma alanından oluşuyordu. Tasarımın güzel tarafı folluklara dışarıdan bir kapağı açarak ulaşabilmek, ve kümesin açılır yan kapakları sayesinde temizliğin kolay yapılabilmesi idi.
Kümesimiz |
Foça’ya yerleşip
köpeklerimizi aldıktan bir hafta sonra yakındaki köyden bir horoz ve 5 tavuk
alıp kanatlı dünyası ile tanıştık. Genç ve alımlı horozumuzun adını Necati
koyduk. Tavuklarımız iki hafta kadar yerine alışma döneminden sonra günde 1-2
yumurta vermeye başladılar. Horozumuz da sabahları çok güzel ötmeye başladı.
Horoz ve tavuklarımızı gündüz kümesin kapısını açıp rahatça her yerde
dolaşmaları için dışarı bırakıyor, akşamları da hepsi döndükten sonra kapıyı
kapatıyorduk. Küçük köpeklerimiz olduğu için çevrede gezen sansar sorun
olmadı.
Tavuklarla ilk sorunu
köpeklerimiz Efe ve Zeytin’in tavukların dışkılarını yediğini görünce yaşadık.
Önceleri onları durdurmaya çalıştık ama kısa sürede çiftliklerde hayvanların
birbirlerinin pisliklerini yemelerinin normal olduğunu ve aşılarının ve
bakımlarının düzgün yapılması durumunda bunun bir sorun olmadığını öğrendik. Her
ne kadar bu durumu anlayışla karşılamaya çabalasak da hiçbir zaman
alışamadığımızı söylemem gerekli.
Kümes Yemliği |
Bu arada horozumuz Necati çiftlik
yönetimindeki boşluğu fark edince krallığını ilan etmeye karar verdi. Önce
birkaç kez eşime sonra da bana saldırdı. İşte o gün sorun ya Necati ya da biz
oldu. Ev için harcadığımız onca emek ve parayı saniyenin onda biri kadar
düşündükten sonra biz deyip Necati’yi geldiği
yere geri gönderdik ve karşılığında bir piliç aldık. Bu olayla horozların
bazılarının sahiplerine saldırabildiklerini ve horoz ne kadar alımlı ve uzun
boyunlu olursa saldırma ihtimalinin o kadar fazla olduğunu öğrendik. Bir daha
horoz alırsak beyaz ve kısa boyunlu olsun diyerek konuyu kapattık.
Sabah horoz ötmeden yaşam
çok da kötü olmadı. Necati’den sonra kümes kıdemlisi idareyi aldı ve öncelikle yeni pilici hiç
hazzetmediğini her seferinde kafasını gagalayarak belli etti. Ama tavuklar
dünyası hiyerarşisine göre piliç bu mobbinge hiç itiraz etmedi ve sürüden
uzaklaşmadı. Bir müddet sonra tavuklardan sadece iki tanesinin yumurtladıklarını
ve kümes kıdemlisi dahil diğer tavukların ense yaptıklarını fark ettik ve kümes
kıdemlisini kesmeye karar verdik. Tavuğu kimin ve nasıl keseceği konusu
üzerinde bir iki hafta kafa yorduktan sonra kesimi benim, tüylerini yolmayı de
eşimin yapmasına karar verdik. Ancak kesimde kendimi ve çevreyi kan içinde
bırakmayı başardıktan sonra bunun ne kadar yanlış bir karar olduğunu anladım ve
bir daha tavuklarımızın eceli gelene kadar dokunmamaya karar verdim. Zaten
pişirdiğimiz tavuğu da bir türlü yiyemedik ve sonunda köpeklerimize bir öğün
oldu.
Tavuklarımıza uygun bir
horoz ararken beyaz horoz Rifat’la yollarımız arkadaşlarımız Yonca-Erhan
çiftinin evinde kesişti. Kümeslerindeki horozlardan bir tanesi tam istediğimiz
gibi beyazdı ve onlar da büyük bir anlayışla Rifat’ı bize verdiler. Ne yazık ki
yeni damadımız Rifat beyazlar içinde kümese katıldığında tavuklarımızın hiçbiri
ona hoş geldin demedi. Hatta sadece hoş geldin dememekle kalmayıp, aralarına da
almadılar. Ama Rifat büyük bir azimle gözüne genç pilici kestirip görevinin
başına geçti. Ancak köpeklerimizin yeni horoza alışmaları için birkaç gün özen
gösterip artık alışmışlardır diye kenara çekilmemiz sonucu Rifat’ı bir sabah
köpeklerimiz tarafından hırpalanıp kümeste bir köşeye sıkıştırılmış bulduk.
Yaşadığı travmayı atlatması için birkaç gün işi gücü bırakıp Rifat’la
uğraştıktan sonra sürüye döndürmeyi başardık ama Rifat bu olaydan sonra
köpeklerin yanından her geçişinde kendi dilinde saydırmayı unutmadı.
Foça’da yaşam kurmak için
birçok konuda kendi başımıza koşturup dururken kümes hayvanları ile
yaşadıklarımız ve bu arada iki tavuğu da anlayamadığımız nedenle kümeste ölü
bulmamız kümes işini toptan sorgulamamıza neden oldu. Elbette yumurtalarımızın market
yumurtalarından çok farklıydı ama tavukları kesemeyeceğimiz gibi onlara mutlu
bir yaşam verecek kadar vakit ayıramadığımız da bir gerçekti. Aynı kalitede
yumurtayı arkadaşlarımız Yonca-Erhan çiftinden de alabileceğimiz ortaya çıkınca
kümesin kalan mevcudunu onlara verip kümesi kaldırma yoluna gittik. Şimdi
Yonca-Erhan’lara her uğradığımızda bütün tavukları birlikte daha mutlu gördükçe
kararımızın doğruluğunu bir kez daha anlıyoruz.
29 Nisan 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder