EMEKSİZ KAZANÇ
Yıllar önce Kapadokya’da bir hafta sonu tatilinden Ankara’ya dönerken yol kenarındaki bir tarlada asılı pankart dikkatimizi çekmişti. Fiyatı çok uygun, tarladan domatesi kendimiz toplayıp alabileceğimizi görünce de durup satıcının verdiği poşetlerle domates tarlasına dalmıştık. Belki pazara götüremediğinden belki de alıcı vazgeçtiğinden gelen geçene topla-al şeklinde satarak ürününü değerlendirmeye çalışan tarla sahibinin domatesleri çok güzeldi. Biz de dayanamadık ve kışlık domates de yapabileceğimizi düşünerek birkaç torba doldurduk. Domatesleri toplarken gözümüze aralarda yetişen yabani semizotları ilişti. Yetiştirme semizotundan çok daha lezzetli olduğunu bildiğimizden ondan da bir torba doldurduk ve satıcının yol kenarında kurulu tezgahına döndük.
Tarla sahibi topladığımız domates torbalarını tarttıktan sonra tutarını söyledi. Kenarda duran semizotu dolu torbayı unuttuğunu görüp hatırlattığımızda; “ ona emek vermedik para almayız” deyince ne yapacağımızı şaşırdık. Çocukluğumdan beri artık pek fazla görmediğim bu gönlü bolluk ve dürüstlük bizi duygulandırmıştı.
Enflasyonla başa çıkmaya çalışan ama artık neyin kaç para olduğunu takip edemez durumdaki insanlara, fırsattan istifade fahiş fiyat uygulayıp emeksiz kazanç elde edenlerin çoğaldığı bir dönemde; sayıları az da olsa haksız bir kuruşa el uzatmamak için hala titizlenenler var. Bu yazı onlara duyduğum saygının ifadesidir.
Enflasyonun yükünü birbirimizi kandırarak değil bölüşerek azaltabiliriz.
28 Mayıs 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder