EL NİNO YILINA GİRERKEN
Önce kuraklık sonra seller. Yıllar önce BBC’de uzmanlar bölge ile ilgili iklim değişiklikleri hakkında çalışmaların sonuçlarını anlatırken Türkiye’nin gelecekte kuraklık ve sellerle mücadele edeceğini belirtmişlerdi. Bana ilginç geldiği için aklımda kaldı. 2022 de Foça’nın yaşadığı kuraklıktan sonra bu yıl geç başlayıp haziranda bile devam eden yağışlar, bizim yağmur suyu toplama sistemi için iyi olsa da ekolojik dengenin değiştiğinin bir habercisi.
Ülke gündemini meşgul eden o kadar fazla konu var ki; iklim değişikliği ile ilgili neler yapabileceğimizle ilgili bana kadar gelen bir haber henüz yok. Ama olmalıydı. Benim bütün derdim; yağmur toplama sistemimizdeki su miktarı ve artan sivrisinekle mücadeleden ibaret olmamalı. Gelecek on yıllarda bizden sonrakilere kalması için yapmaya çalıştıklarımızın bozulan iklim dengesi yüzünden silinip gidebileceğini düşünmek beni rahatsız ediyor. Ve umarım sadece beni rahatsız etmiyordur. Bölgesel politik ve ekonomik zorluklar gündemde ön sırayı alsa da, bilim insanları ve devletin ilgili kurumlarının, iklimsel değişikliklerin getireceği sorunlar üzerinde çalıştıklarını düşünmek istiyorum. Kritik eşiğin ne zaman aşılacağı ve ne zaman uğraştığımız işlerden kafamızı kaldırıp da doğanın verdiği tepkiyle uğraşmaya öncelik vereceğimizi bilen var mı emin değilim. O durumda yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını da bilmiyorum.
El Nino yılına girerken savaşlar, siyasi ve ekonomik krizler; küresel iklim değişikliği tehdidini gölgelememeli. Tehdidi yaratan ülkeler, tehdidin sonuçlarının faturasının başkalarına çıktığını düşünüyorlarsa, göçmen krizinde olduğu gibi bir gün kendi kapılarının da çalınacağını unutmasınlar. Sonuçta aynı kürenin üzerinde dönüp durmuyor muyuz?
27 Haziran 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder