KAYBOLAN YILLAR
Bir zamanlar, bazı kurumlarda; çalışanların çantası kucağında duvara bakarak ve hiçbir şey yapmadan mesai bitimini beklediklerini görmüş, zamanı öldürmek için ne kadar kötü bir yol olduğunu düşünmüştüm. Ancak dönüp bakınca; ben de gençliğimin oldukça büyük bir bölümünü sağ sol çatışmaları, boykotlar veya ailevi nedenlerle hareketsizce yol alamadan geçirdiğimi fark ettim. Cenk Kayakuş’un “Piri Reis’in Sırrı” kitabında yazdığı “ilerlemek için belirli bir yola sahip olmayan herkes bu dünyaki en büyük tutsaktır” sözü bu durumu çok güzel açıklıyor. Ben o geçen zamana kaybolan yıllar diyorum. Ne yazık ki hayatımın ilk döneminde kaybettiğim o yıllar şimdi bana bir imtiyaz sağlamıyor. Sağlasaydı çok işime gelirdi.
İnsan; hayatında, bazen bir çıkış yolu bulamadığı için bazen de etkileşim içinde olduğu koşullar üzerinde kontrolü olmadığından yol almakta zorlanıyor. Ama kaybedilen zamanın telafisi yok. Biraz daha öngörülü ve dikkatli seçimlerle zaman kaybına neden olabilecek bazı tuzaklardan kaçınmak mümkün olsa da yüzde yüz başarı için bildiğim bir formül yok. İnsan düşünce evriminde bilimin aydınlattığı yola girmekle birlikte “kader” hakkındaki bilimsel açıklamalar, astrologların yıldız hareketlerine dayalı empirik formüllerinden öteye gidemediği sürece buna da kader deyip geçeceğiz.
27 Eylül 2022