4 Kasım 2019 Pazartesi

Avutulmak ve Uyutulmak

AVUTULMAK VE UYUTULMAK

Pek çok kişi gibi avutulan bir çocukluk dönemi geçirdim. Büyükler, davranışlarımı yönlendirmek ve istemedikleri şeyleri yapmamı engellemek için kısa yoldan avutmayı seçmişlerdi. Böylece özgürlüğümü kısıtlamak, gerginliğimi ve ısrarımı önlemek için uzun uzun açıklama yapmaya ve ikna etmeye gerek kalmamıştı. Gerçekleri yıllar sonra öğrendiğimde de öğrendiklerim pek bir işime yaramadı.

Tıpkı bir bulmaca küpü gibi, onlara göre hangi rengimin hangi yüzde olması gerektiğini sorgulamadan avutularak belledim.  Yetişkinlik çağıma vardığımda bulmaca küpümün her yüzünde bir renk vardı. Bu kadar kusursuz olmayan kişiliğim bunu taşımada ne kadar zorlansa da avutularak elde ettiğim alışkanlıklar, özgür benliğime ulaşmakta bir engel gibiydi.

Yetişkin bir birey olarak hayata atıldığımda da durum değişmedi. Bu sefer karar vermeme yardımcı olacak gerçekleri ben ve benim gibi insanlardan saklamak için uyutulmaya başlamıştık. Hayatta neler olup bittiğini, bizden neler sakladıklarını  öğrenmek neredeyse imkansız gibiydi. Pek çoğumuz bize gösterilenle yola devam etmeyi seçtik ama kafamızdaki soru işaretleri kaybolmadı. Gerçeği saklama yolunu seçen herkes için bu kanıksanmış bir davranış şekli haline geldi.

İletişim araçlarının gelişmesi ile kitlelerin hızlı bir şekilde bilgiye erişimine olanak veren teknolojik gelişmeler önceleri bir umut verdiyse de; doğru-yanlış her türlü bilginin ortalığa saçılması sanki bu uyutma döneminin teknolojik versiyonu gibi oldu. Gerçeği ayıklamaya yardımcı bir araç olmadığından, bu bilgi çöplüğünde aranmaktan yorulanlar istediği gerçeği seçer duruma geldi.

Artık insanlık tarihinin barışçıl, özgür ve gelişmiş toplumlar oluşturma yolunda sarf ettiği onca çaba sonuç alamaz durumda. Hangi coğrafyada ve kültürde olursa olsun bu yolda yürümediğini düşündüğüm hiç kimseyi suçlamak için bir nedenim kalmadı. Gerçeği öğrenmek için tüm enerjisini tüketip hiçbir yere varamayacağını düşünen herkes, seçtiği gerçeğin peşinde eylemde.

Benim için gerçek şu ki; avutulan çocukluktan uyutulan yetişkinliğe, gerçeklere ulaşmada bir arpa boyu yol alamadım.

4 Kasım 2019

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder