MUTLU EVLİLİK ÜZERİNE
Evlilik binlerce
yıllık geçmişi olan dünyanın en eski kurumlarından biridir ama onu günümüze adapte etmek amacıyla yapılan
rütuşlar bu kurumu her gün biraz daha yıpratmaktadır. Evlilik bağı ömür boyu
sürmesi için kurulur. Erkek bu beraberlikte klasik anlamıyla sembolik de olsa kol
kanat gerici ve tedarikçi, kadın da destekçi ve sosyalleştirici roldedir.
Geçen yüzyıl
ortalarına kadar eş seçerken tercih sıralamaları, erkeklerde fiziksel ve maddi
güç, mevki, saygınlık; kadınlarda güzellik, hüner ve meziyetlerine göre yapılır
ama evlendikten sonra erkek evin kahramanı, kadın da baş tacı olurdu. Endüstri
devrimi sonrası, özellikle sosyal medya ve televizyonlarla dünya nimetlerinin
herkesin erişimine sunulduğu günümüzde tercih listesinin kriterleri oldukça
artmış durumda. Artık erkekler manken kadar güzel, en iyi aşçı kadar becerikli,
yarım gün çalışıp müsteşar maaşı alan, kendini kocasına ve çocuklarına adamış
bir kadın; kadınlar da film artisti kadar yakışıklı ve güçlü, holding patronu
gibi zengin, bir şair kadar romantik, stand upçı kadar eğlenceli ve bir
dediğini iki etmeyen bir erkek istiyor. Aranan kriterler sağlanamadığı ölçüde eşler
beraberliklerini eksikli bir ilişki gibi görülüyor. Trafikte korna çalıp
kendine el kol hareketi yapan adama aldırmadan yola devam eden bir erkek, akşam
seyrettiği filimde böyle bir sürücüyü hastanelik eden artistle kıyaslayan
karısı için artık kahraman değil. Gittikleri
misafirlikte mükemmel bir sofra hazırlayan bayana kıyaslayarak eşini
beceriksiz bulan erkek de kendini bahtsız sayıyor. Eş seçerken yapılan
tercihlere göre kurulan bir beraberlikte, tercihler zamanla değişip artınca,
tarafları mutlu etmek zorlaşıyor.
İki atın çektiği
bir araba gibi, eşler evliliklerini bir ömür boyu beraberce uyum içinde
götürmek için yola çıkarlar. Önce boş çekilen bu arabaya zaman içinde çiftin
çocukları ve edindikleri kıymetler de eklendiğinden, uyum içinde hareket edemeyen çiftler arabayı
devirince, bu kazadan hem kendileri hem
de arabada taşınanlar zarar görür.
Aslında mutlu
bir evliliğin katkı maddeleri basit ve azdır. Ancak bunlara eşlerden ikisinin
de aynı inanç ve özenle dikkat etmesi gerekir. Bakın bu katkı maddeleri
nelerdir:
1-SEVGİ:
Aşk evlilikte her derdin ve sorunun çaresidir. Birbiri için yaşayan çiftlerin
birbirlerini kırmaları ve üzmeleri zordur.Aşk olmadan evlenenler, evliliği
teknik olarak yürütmek için bir yol bulamazlarsa işleri zordur.
2-SADAKAT:
Sadakat evliliğe sadakattir. Sadık kalmak için eşler her şeyi birbirleri ile
yaşamayı ve paylaşmayı öğrenmelidir.
3-DÜRÜSTLÜK : Dürüst olmayan bir eş köylü kurnazlığı ile
belki günü kurtarır ama uzun vadede yaşam bunun bedelini mutlaka ödetir.
4-EMPATİ /
İLETİŞİM: Eşler birbirlerinin ne düşündüğünü, ne istediğini tahmin edecek
kadar empati duymalı, mümkün olduğu kadar yaşadıklarını ve düşündüklerini
birbiriyle paylaşmalıdır. Sevinçler paylaştıkça büyüyor, üzüntüler paylaştıkça
azalıyorsa bunu eşiyle yapmaktan daha güzel ne olabilir.
5-AİLE
BİRLİĞİ : Evlendikten sonra eşler ‘ben’ değil ‘biz’ olduklarını anlayarak
yaşamalı ve her zaman ve her yerde ailenin bir ferdi olarak davranmalıdır. Evlilik içinde bireysel özel
yaşamın yeri yoktur.
Bu ana kurallara
uyan ama aksayan evlilikleri kurtarmak için eşler ve yakınlar dahil herkes
seferber olmalıdır. Öte yandan bu temel konularda aksayan bir beraberlik
adaletsiz bir beraberliktir. Adalet olmayan yerde öfke ve intikam duyguları
yeşerir ve mutluluk olmaz. O zaman zarar büyümeden ve istenmeyen sonuçlar
doğurmadan gereken yapılmalıdır.
28 Ocak 2019