27 Temmuz 2023 Perşembe

DENİZLE SINAV

 

DENİZLE SINAV

İzmir’lileri denizden uzak tutmak zordur. Ben de denizi ve denizciliği çok seviyorum ve yıllar sonra dönüp Foça’ya yerleştikten sonra Ankara’da aldığım kaptanlık ehiyetimi (ADB) kullanma fırsatı bulunca çok sevindim. 

Denizcilik sadece bilim değil bir centilmenlik kültürüdür. Denizciler, hangi ülkeden olurlarsa olsunlar ortak kuralları uygularlar. Bunlardan zorunlu olanlar; her teknede bulunması gereken “Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü” kitabındadır. Bir de denizcilerin titizlikle uymaya gayret ettikleri nezaket kuralları vardır. Örnek mi? Bir tekneye izin almadan girmezsiniz.  Limanda diğer teknelere yakın seyir halindeyken süratinizi onları en az rahatsız edecek şekilde ayarlarsınız. Birçok teknenin bağlandığı veya demirlediği yerlerde rahatsız edici gürültüden kaçınırsınız. Denizi kirletmezsiniz. İskelede yanınızda tekne varsa usturmaçalarınızı bağlarsınız. Vs. vs. 

Bu noktada zaten herkes bunları uyguluyor demeyi çok isterdim ama birçoğu bu kuralları hem uygulamıyor hem de yaptıkları yanına kar kalıyor.  Karada bir piknik alanında yapılanların aynısını denizde de görmek mümkün. Denetimler genelde mavi kart doldurma olarak bilinen atık yönetimi ve tekne güvenlik ekipmanları için yapılıyor. Yani karada olduğu gibi kağıt üstünde her şey tamam.  Gerisi kaptanın bilgi, görgü ve nezaket seviyesine bağlı. 

Demirleme alanlarında veya liman içinde hızlı tekne kullanan kaptanlar, demirlemiş teknelerden herkesin ayağa kalkıp hayranlıkla kendine baktığını zanneder ama onlar gelecek dalgaların vereceği zararı engelleme telaşındadır. Doğanın en sessiz yerlerinden, deniz üzerinde;  yüksek volümde müzik yayını yapan, tertemiz havasını mangal dumanlarıyla kirletenler; iskeledeki teknelere sahipleri yokken girip balık tutan veya denize girenler; ağını, halatını, lastiğini denize atanlar denizle sınavda sınıfta kaldığımızın en büyük göstergesi. 

Öyle görünüyor ki karada doğaya ve insana saygı yokken denizde de olmayacak. 

27 Temmuz 2023

5 Temmuz 2023 Çarşamba

ÇÖPTEN ADAMDAN ÇÖP ADAMA

 

ÇÖPTEN ADAMDAN ÇÖP ADAMA

Foça’dan çıkışta önümde seyreden markasını vermek istemediğim çok lüks bir araçtan yola bir yığın çöp atıldığını gördüğümde çok üzülmüştüm. Elbette bu ilk değildi. Daha önce de karşıdan gelen kamyonetin ön koltuğunda oturan üç kişinin yemek artıklarını, foam kaplarını ve içecek kutularını ata ata geldiklerini de görmüştüm. Arabalarını temiz tutmak için memleketi kirletenleri durdurmak mümkün değil. Bunu yapanların birçoğu okumuş ve çevre denince mangalda kül bırakmayan  insanlar olduğundan eğitim de bir işe yaramamış anlaşılan. Görünen o ki çöpten adam çizerek başladıkları eğitim hayatlarını çöp adam olarak tamamlamışlar. (Çöpten adam deyimini değiştirmek istemediğim için adam kelimesini insan olarak düşünün lütfen) 

Çöp atmak o kadar kolay ve hesabını soran kimse yok ki cepleri temiz tutmak için sokakları, piknikte atık taşımamak için ören yerlerini, işyerinde masraf olmasın diye çevreyi, evleri temiz tutmak için mahalleyi herkesin gözünün içine baka baka kirletmek mümkün. Eğer pantolonun üzerine don giyen bir Süpermen değilseniz  bu magandaları durdurmak için uyarmanız da şiddet görmenize neden olabilir. Hele bir de uyardığınızın resmi bir gücü ya da tanıdığı varsa memleket sevdanız nerede sonlanır bilinmez. 

Ben görür müyüm bilmiyorum; ama çoğunluğun yurdunu gerçekten sevmeye başladığını, çöp adamlar parmakla gösterilecek kadar azaldığında anlayacağız.

5 Temmuz 2023