21 Kasım 2019 Perşembe

İlk Teknemiz Adelante




İLK TEKNEMİZ ADELANTE

Deniz tutkunlarının ilk teknesini almaya karar verdikten sonra yaşadığı süreç hem keyifli hem de heyecan verici bir macera gibidir. İlk teknesine kavuşan her kaptanın da bir o kadar ilginç öyküsü vardır. İyi derece tekne bilgisi olan veya böyle bir desteğe yakınından alanlar için daha kolay olsa da; genelde satılık teknelerde dikkat edilmesi  gereken noktalarda zorlanılan bir araştırma sürecidir bu. Oğlum ve kızımın ortak bir teknesi olması için tekne arayışına girdiğim sırada bu süreci deneyimi olmadan ve yardım almadan yaşayan biri olarak, yaşadıklarımızı paylaşmak istedim.

Yıllar önce bir yelkenli hayali kurarken, son birkaç yıldır kullanma kolaylığını da düşünerek gözümü motorlu teknelere çevirmiştim. Aradığımız tekne için yakın limanlarda demirli, 6-9 metre boyda, polyester veya ahşap, 6-8 kişilik ve WC-mutfak ile geniş dinlence ve yüzme platformu gibi ana kriterler belirleyerek satılık tekneleri mercek altına aldım. Teknelere bakmaya başlarken bir teknede bulunması gereken teçhizat ve belgelerle, alım satım işlemleri hakkında liman başkanlıklarının yazılarından ve denizcilerin forumlardan öğrendiklerim bu süreçte çok yardımcı oldu.  İnternetten bulduğum satılık teknelerin özelliklerini bir tabloya kaydederek fiyat-donanım kıyaslamasını kolaylaştırdım. Sonra tekne donanımlarında belirtilen malzemeler hakkında bilgi toplayarak, adı geçen markaların teknik özellikleri ve fiyatları ile ilgili bilgi edindim. Bu arama dönemi bir yıl kadar sürdü.  Uygun bir  bağlama yeri bulmadaki zorlukları dikkate alarak aynı zamanda Foça limanında bir yer de bakmaya başladım.

Deneyimlerim bana ikinci el tekne bakarken istenilen her şeyi bulmanın ve tekneleri kıyaslamanın çok zor olduğunu gösterdi. Ben de sonradan bazı değişiklikler yapabileceğimiz uygun fiyatlı teknelerle daha fazla ilgilenmeye başladım. Tabi marin malzeme ve işçilik denince fiyat ve ücretlerin doğal olarak çok yüksek olacağını da aklımdan çıkarmadım. Bu noktada, tekne almayı düşünenlerin tekne için ödeyecekleri parayla birlikte, bağlama yeri kirasını, 1-2 yılda bir bakım için tersaneye çekme ve konaklama ücretini, değiştirilecek veya yenilenecek donanım ve işçilik masraflarını dikkate almalarını altını çizerek öneririm.


Sonuçta tekne almak gençken evlenmek veya çocuk yapmak kadar arzuyla yapılan bir hareket ve biraz mantık yürütülse de sonunda gözü karartıp yüreğinin götürdüğü yere gitmek lazım. “Adelante” ile ilk karşılaşmamız Foça Büyük Deniz’de sahilde yürüken tersaneden denize indirildiği gün oldu. İsmi ve duruşu dikkatimi çektiği için büyük bir beğeni ile denizle kucaklaşmasını ve limandan ayrılıp gidişini izledim. Yaklaşık bir hafta sonra aynı tekneyi internette satılık ilanında gördüğümde de hemen hatırladım. Sonradan 2014 model bu tekneyi satmak için gerekli makyajı yapıp denize indirdiklerini ve İzmir Bostanlı Balıkçı Barınağına götürüp bağladıklarını öğrendim. Tekne sahibi ile anlaşıp Foça Limanında balıkçı barınağında da bir yer bulunca tekneyi İzmir’den Foça’ya getirip satış işlemlerini tamamladık. 

Bu ara kaptanlık ehliyeti (ADB) alan eşim ve kızımla Adelante’yi yaklaşık bir yıldır keyifle kullanıyoruz. Tabi daha ilk günden, teknenin sorunları kendini göstermeye başladı ve neredeyse her çıkışta bir problemle uğraştık. Daha ilk bakımı için denizden çıkarmadan, aküsünü, sintine ve maceratör pompalarını,  ırgat motorunu, tüm su tesisatını, yüzme merdivenini, ısıtma bujilerini, tankların yerleri değiştirdik ve elektrik donanımında bazı tamirler yaptık. Ayrıca eksik olan gri su tankı, cam silecekleri ve güverte üstü tentesini taktırıp, güvenlik amaçlı vardavelaları dinlenceye kadar uzattık  ve mevzuata uygun can yelekleri, can simidi, radar reflektörü ile usturmaçalar aldık. Bunların tamamı için yapılan masraf tekne bedelinin %15 ine ulaştı ama Adelante’yi aldığımıza hiç pişman olmadık. Bu sorunlarla uğraşmanın bir yararı da tekneyi yakından tanımak oldu. Son zamanlarda problemsiz geziler yapmakla birlikte yakında bakım için tersaneye çekmeyi planlıyoruz.  Karada, hem yıllık bakımını hem de kullanırken not aldığımız tamir ve değişiklikleri kaynaklarımız elverdiğince yapacağız.  Hedefimiz denize tekrar indirdiğimizde daha emin ve sorunsuz bir şekilde Adelante’yle ailecek ve dostlarımızla keyifli geziler yapmak.  

 21 Kasım 2019

4 Kasım 2019 Pazartesi

Avutulmak ve Uyutulmak

AVUTULMAK VE UYUTULMAK

Pek çok kişi gibi avutulan bir çocukluk dönemi geçirdim. Büyükler, davranışlarımı yönlendirmek ve istemedikleri şeyleri yapmamı engellemek için kısa yoldan avutmayı seçmişlerdi. Böylece özgürlüğümü kısıtlamak, gerginliğimi ve ısrarımı önlemek için uzun uzun açıklama yapmaya ve ikna etmeye gerek kalmamıştı. Gerçekleri yıllar sonra öğrendiğimde de öğrendiklerim pek bir işime yaramadı.

Tıpkı bir bulmaca küpü gibi, onlara göre hangi rengimin hangi yüzde olması gerektiğini sorgulamadan avutularak belledim.  Yetişkinlik çağıma vardığımda bulmaca küpümün her yüzünde bir renk vardı. Bu kadar kusursuz olmayan kişiliğim bunu taşımada ne kadar zorlansa da avutularak elde ettiğim alışkanlıklar, özgür benliğime ulaşmakta bir engel gibiydi.

Yetişkin bir birey olarak hayata atıldığımda da durum değişmedi. Bu sefer karar vermeme yardımcı olacak gerçekleri ben ve benim gibi insanlardan saklamak için uyutulmaya başlamıştık. Hayatta neler olup bittiğini, bizden neler sakladıklarını  öğrenmek neredeyse imkansız gibiydi. Pek çoğumuz bize gösterilenle yola devam etmeyi seçtik ama kafamızdaki soru işaretleri kaybolmadı. Gerçeği saklama yolunu seçen herkes için bu kanıksanmış bir davranış şekli haline geldi.

İletişim araçlarının gelişmesi ile kitlelerin hızlı bir şekilde bilgiye erişimine olanak veren teknolojik gelişmeler önceleri bir umut verdiyse de; doğru-yanlış her türlü bilginin ortalığa saçılması sanki bu uyutma döneminin teknolojik versiyonu gibi oldu. Gerçeği ayıklamaya yardımcı bir araç olmadığından, bu bilgi çöplüğünde aranmaktan yorulanlar istediği gerçeği seçer duruma geldi.

Artık insanlık tarihinin barışçıl, özgür ve gelişmiş toplumlar oluşturma yolunda sarf ettiği onca çaba sonuç alamaz durumda. Hangi coğrafyada ve kültürde olursa olsun bu yolda yürümediğini düşündüğüm hiç kimseyi suçlamak için bir nedenim kalmadı. Gerçeği öğrenmek için tüm enerjisini tüketip hiçbir yere varamayacağını düşünen herkes, seçtiği gerçeğin peşinde eylemde.

Benim için gerçek şu ki; avutulan çocukluktan uyutulan yetişkinliğe, gerçeklere ulaşmada bir arpa boyu yol alamadım.

4 Kasım 2019