15 Eylül 2018 Cumartesi

Su kuyusu açmak mı? Yağmur Suyu Biriktirmek Mi?

SU KUYUSU AÇMAK MI ?   YAĞMUR SUYU BİRİKTİRMEK Mİ ?


Foça’daki arazimizde inşaata başlayınca en sık karşılaştığım sorulardan biri “kuyu açacak mısın ?” olmuş,  yağmur suyu toplayacağım cevabı birçok kişiyi şaşırtmıştı. İnsan gücüyle açılmış fazla derin olmayan yüzey kuyularının çok eskiden beri kullanılmakta olduğunu, günümüzde kamyon üstüne monteli küçük sondaj kulesiyle birkaç yüz metreye kadar su sondajı yapılıp dalgıç pompayla su çıkarıldığını çoğumuz  biliriz ama ondan çok daha eski olan yağmur suyu sarnıçlarını pek hatırlamayız. Yağmur suyu toplayan sarnıçlar özellikle kışların yağışlı, yazların kurak geçtiği Ege kıyılarında tarihte yaygın olarak kullanılmıştır. Bunlardan birçoğunun kalıntılarını görmek hala mümkün. Anadolu’da asırlar boyu kullanılan yağmur suyu toplama tekniğini biz unuturken günümüzde batılı bazı şirketler çatı sularının temizlik ve bahçe sulamada kullanılması için ekolojik ve ekonomik ürünlerle piyasadalar.

Ben bu yazımda her iki seçeneğin belirgin özelliklerini ele alarak seçim yapacakları biraz aydınlatmak istiyorum.

Su Kuyusu Açmak

Öncelikle şunu belirteyim ki ülkemizde diğer yer altı zenginlikleri  gibi yer altı suları devlete aittir. Bu nedenle derinliği 10 metreyi geçen yer altı suyu kuyusu açmak izne ve yer altı suyu kullanmak ücrete tabidir.  Bu sondajlar derinlik ve kullanılan ekipman nedeniyle pahalı olduğu gibi zaman içinde verim düşmesi ve (kum/kil dolması ile) tıkanma riski de taşırlar. Ayrıca dalgıç pompaların tamir veya değişim için çıkarılıp tekrar indirilmesi de ucuz değildir.  Yüksek debili bazı kuyularda yüzeyde kum ve kil ayırıcı ekipman (de-sander, de-silter) kullanılması gerekebilir. Ama en önemli konu bence kirli/toksik yüzey sularının bu kuyulara sızma tehlikesidir.  Sondajı yapılan yer altı suyu kuyusunda kuyuya indirilen muhafaza borusunun dışına beton pompalanmazsa bu borunun içine indirilen dalgıç pompanın çekeceği su sadece hedef yer altı tabakasından değil yüzeyden itibaren her tabakadan gelecektir. Düzgün bir şekilde sondajı yapılıp tamamlanan yer altı su kuyusunun çizimini Şekil-1’de veriyorum. Bu şekilde açılmış bir su kuyusunu bu güne kadar görmediğimi de ilave etmek isterim.

Şekil-1 Düzgün tamamlanan bir su kuyusu


Yağmur Suyu Biriktirmek

Yağmur suyunu biriktirebilmek için öncelikle bölgede yağmur yağması gereklidir. Bölgenin on yıllık yağmur istatistiklerini meteorolojinin web sitesinde bulmak mümkün. Örneğin Foça  Ege’de en az yağmur alan yerlerden biri olduğu ve yıllık en az 60 cm yağmur yağdığı için, yazın 60 tonluk su kullanımı için  100 m2 toplama alanı (çatı) gereklidir. Toplama sistemi, çatı oluklarından gelen boruları depoya yönlendirmeden ibaret olduğu için basit ve ucuz olmakla birlikte, su tankları yapılacak seçime ve kapasitelerine göre farklılık gösterir. Tanklar toprak altına yerleştirilecekse bu ekstra maliyet getirir. Beton bir zemine yerleştirilecek renkli (güneş ışığı almayan) polietilen veya fiberglas tanklar daha ekonomiktir. Yağmur suyu biriktirmekle yörenizdeki erozyonu önler, özellikle bahçe-bitki sulama için çok uygun bir su elde edersiniz. Tanklardaki suyu basınçlı bir sisteme vermek için ekonomik bir hidrafor yeterlidir. Tankların yılda bir temizliği/yıkanması gerekir.

Artan çevresel duyarlık ve uzun vadeli ekonomik tercih sonucu, yağmur suyunu biriktirip kullananların sayısı hızla artarken bu konuda hem bilgilendirme hem de teşvik ile yer altı su kullanımını azaltmak yararlı olabilir. Su kuyusu açarak hem kendi hem de komşumuzun altındaki suyu tükettiğimizi unutmamalıyız.

16 Eylül 2018

13 Eylül 2018 Perşembe

Emeklilik Planları

EMEKLİLİK PLANLARI

Kendimi emekli edip Foça’ya yerleştikten sonra geçen bir yılda inşaat, altyapı ve resmi sorunlarla ilgilenirken emekliliğimle ilgili planlarımı düşünmeye pek fırsat  bulamamıştım. Geniş arazimizde yerleşim içindeki sorunlar ve işler hiç bitmese de son zamanlarda bunları düşünmek için sanki daha fazla vakitim var gibi. Bu da sadece sorunu değil çözüm alternatiflerini de  inceleyerek seçim yapabilirim demek olduğundan mühendisliğin verdiği bir alışkanlıkla seçenekler, olasılıklar ve sonuçlarını mümkün olduğu kadar bilimsel değerlendirmeğe çalışıyorum.

Emekli birinin bu kadar karışık ne sorunu olabilir demeyin. Konu sabahleyin kahvemi nerede içsem daha keyifli olur değil ki. Emekliliğe giden yolda biraz heyecan ve istek, biraz da bilinmezin kaygıları ile yürümeye başlarız. Yürürken itici güç bazen hayaller,istekler bazen de zorunlu seçimlerdir. Ancak dışımızdaki dünya, ağlarını örerken bizim hayallerimizi hiç dikkate almadığından o yolda ağlara takılıp  kalmayacağımızın bir garantisi yoktur.  Halbuki hayatımızın en keyifli olunacak bu dönemi için tek bir hedef vardır. O da mutlu olmak. Ve en çok bu dönemde bu konuda hata yapmak istemeyiz.

Dışımızdaki dünyanın ağlarını örmesini engelleyemeyiz deyip her şeyi kadere bırakmak ve günün getirdiğini yaşamak da bir seçenek olabilir. Ancak her şey istendiği gibi gitmediğinde kendinizi Edward Hopper’ın “Room in New York” resmini yaşarken bulabileceğinizi de unutmamak lazım. Bu nedenle emeklilikte neler yapacağınızla ilgili seçenekleri analiz ederken, kendi gücümüzle yapılabilecekler halkasının dış dünyanın ağlarının oluşturduğu halka ile nerde kesiştiğine ve zaman içinde bunun değişimine dikkat etmek işe yarar.

Seçim gerektiren konular somut değil de elle tutulmayan ve diğer insanlarla etkileşimden kaynaklı olduğunda durum daha da karmaşıktır . Çünkü insan davranışlarındaki belirsizliği tanımlamak çok zordur.  Yapay zeka tartışmalarının yapıldığı günümüzde yapay zekalı bir robotun davranışlarının insan davranışlarındaki belirsizliğine ulaşması bana mümkün görünmüyor. Çünkü bir insanın aynı konuda farklı zamanlarda farklı reaksiyon vermesine mantıklı bir neden bulmak kolay değildir. İşte böyle bir durumda seçeneklerimizi değerlendirmek de  zorlaşır.  Ama bu rasgeleliği hesaba katmayan bir  analiz doğru sonuç üretmeyebilir. Yani elle tutulamayan ve ağırlıklı olarak bizim dışımızda çok etkeni bulunan konularla ilgili seçeneklerimizi değerlendirirken dış etkenlerin sonuçlarını ve bunların zaman içindeki olası değişikliklerini hesaba katmak gerekir.

Sonuç olarak konu emeklilikte yaşam seçimleri olduğunda  mümkün olduğu kadar kendi çabamıza ve gücümüze dayanan mutluluk hedefleri belirlemek, hedefe yürürken dışımızdaki etkenlerden en az etkilenecek bir yol seçmek ve bu seçimleri yeteri kadar önceden yaparak zaman baskısını azaltmak önemlidir.

Hiçbir şey yapmadan kaderin yaşamlarına uyumlu bir mutluluk sunduğu ve imrenerek baktığım insanların çok şanslı olduğunu düşünürüm. Ama benim gibi siz de onlardan biri değilseniz seçimi kadere bırakmak yerine “mutlu olma” hedefine ulaşacak seçenekleri değerlendirmek işe yarayabilir.

 13 Eylül 2018

6 Eylül 2018 Perşembe

Foça Turizmine Bir Yaklaşım

FOÇA TURİZMİNE BİR YAKLAŞIM 

Bloomberg yazar ve sunucusu Sayın Ali Çağatay Bey’in 3 Eylül 2018’de “Turizm’de İşler Yolunda mı” başlıklı yazısını konuya ilgi duyan herkesin okumasını öneririm. Ali Bey’in verdiği sayılar turizm yapılan veya potansiyeli olan yörelerin pazarlanmasında strateji belirlemenin önemini çarpıcı bir şekilde gösteriyor.  Yazıyı okurken büyük hedeflerle turizme açılan ama yıllar içinde türlü nedenlerle “SALAŞ” turizm çıkmazında kalan bazı yörelerimiz aklıma geldi. Bu yerlerde turizm kazancının yaratılan çevre kirliliğine ve yerel dokuya verilen zarara değmediğini düşünüyorum. Bu olumsuzluğun diğer ucunda da fiyatlarıyla turizm fırsatçılığının zirve yaptığı yerler var.

Son yıllarda cazibe merkezi haline gelen Foça’nın turizm potansiyeli hayli yüksek ve pazarlayabileceği çok şey var:
-         Foça evleri, sokakları ve yakın mahallelerinde görebileceğiniz yerel doku
-         Kent duvarları, Athena tapınağı, Kybele kutsal alanları, yel değirmenleri, beş kapılar gibi birçok tarihi kalıntı
-         Deniz, denizcilik, yat turizmi ve deniz sporları
-         Zeytincilik ve bağcılık gibi köklü geçmişi olan tarımsal faaliyetler
-         Doğal tarım ve sürdürülebilir yaşamla ilgili faaliyetler ve ürünler
-         Motorsiklet ve bisikletle ilgili faaliyetler
-         Yöresel deniz ürünleri ve otların kullanıldığı Ege mutfağı
-         Doğa yürüyüşleri ve sporları
-         Sanatsal faaliyetler
-         Sosyal içerikli toplantı ve faaliyetler
bu konuda ilk aklıma gelenler ve bunu çeşitlendirmek mümkün. Halihazırda bu konuların hepsinde faaliyetler olduğunu biliyorum. Bu konularla ilgili birkaç toplantı yapıldığını da okudum. Foça turizmi duyarlı ve güler yüzlü sakinleri sayesinde zaten bu yolda ilerliyor. Ancak kişilerin şahsi çabalarını daha iyi koordine edecek bir yaklaşım hem turizmde aynı hedefe dönük çalışmayı hem de verimi artırmayı sağlayacaktır. Ayrıca her turizm konusu kendi içinde başlı başına bir ana faaliyet içerdiğinden bunların zamana yayılması ve uygulama/sonuç değerlendirmesine göre bir tercih sırasına konulması gereklidir. Örneğin motorcuların bir gösterisi/faaliyeti ile doğa sporlarını aynı zamanda yapmak için altyapı/kaynak yeterli değilse ziyaretçilerin ve işletmelerin yararına zamanlaması değiştirilebilir.

Bunun için Foça ve çevresi için bu faaliyetler yerel idarenin önderliğinde ilgili birimlerin ve hatta yöre halkından ilgili olanların katılımıyla
-         altyapı gereksinimi ve kapasitesi (ulaşım, faaliyet alan düzenlemeleri, yeme-içme, geceleme vs)
-         kaynak gereksinimi (parasal, görevli ve gönüllü işgücü, malzeme vs)
-         zamanlama (program çakışmaları ve yoğunluğu düzenleme amaçlı)
-         hedef kitle (ziyaretçiler ile faaliyetten etkilenen, yararlanan ve  yürütenler)
-         beklenen sonuçlar (ticari, çevresel ve sosyal – yöre, il ve yurt çapında)
gibi ana başlıklar altında ele alınırsa öncelikle Foça’nın uzun dönemli turizm vizyonuna sonra bu yolda kullanılacak stratejilere ve sonra da kısa dönemi detaylandırılmış en az 20 yıllık bir uygulama ile gözden geçirme programına ulaşılır. Uzun dönemli bütün uygulama programlarında olduğu gibi burada da faaliyetlerin ve sonuçlarının gözden geçirilerek yıllık iyileştirmelerin yapılacağı geniş katılımlı toplantılar programın bir parçası olmalıdır. Bu programın il ve bölge ile ilgili koordinasyonu bu konuda görevli resmi birimlerce yürütülebilir.  

Böyle bir çalışma sonunda uzlaşılan “vizyon”, “stratejiler” ve “program” tüm detayları ile yerel işletme ve şahıslara anlatılarak uygulamada katılım sağlanırsa  Foça’mızın dokusunu değiştirmeden ve kirletmeden koruyarak yıllarca turizm hedeflerine ulaşmayı başarabiliriz.

 06 Eylül 2018