13 Eylül 2024 Cuma

HAYALSİZ OLMAZ

 

HAYALSİZ OLMAZ

Denizin mavisinin kelimelere sığmayan doyumsuz güzelliğine doğru Değirmenlik Caddesi’nden arabayla Foça’ya iniyorum. Birazdan Büyük Denizde başını rüzgara dayamış, dalgalarla cilveleşen tekneler karşılayacak beni. Radyoda arka arkaya çalan rum şarkılarından bıkınca istasyon değiştiriyorum.

“Her derdime yar ortağım ol da

Gökten melekler iner gibidir o zaman”

Yaşar’ın “divane”si yazın sıcağını insanın yüreğine taşıyor. İşte bununla her yere gidebilirim.

Bir Foça hayal ediyorum. Portofino’dan bile güzel. Sokakları yasemin ve karanfil kokan, begonvil çiçeklerinin taş duvarlara tırmandığı, sardunyaların toprağı örttüğü tertemiz bir Foça. Herkesin taşını, denizini, doğasını canı gibi gözettiği, aşıklar Caddesi’nden geçebilmek için aşık olmanın şart olduğu, denizlerinde balıkların kayıklara yoldaşlık ettiği;  gerçek anlamda bir yavaş şehir.

Bir yandan da geçtiğim yollarda çevreme bakıyorum çok mu abarttım diye. Bir gün biraz daha fazla kazanmak yerine bu hayali gerçeğe taşımak isteyen insanların sayısı  artınca hepsi gerçek olabilir. Ve bu hayal Foça’ya çok yakışıyor.

İşte ben o günün hayalini kuruyorum.

Çünkü hayalsiz olmuyor.

13 Eylül 2024