9 Şubat 2024 Cuma

İZMİR’DE İYİ BİR ÇENE CERRAHI – PROF.DR. AYBERK ALTUĞ

 

İZMİR’DE İYİ BİR ÇENE CERRAHI – PROF.DR. AYBERK ALTUĞ

Doğduğum şehir İzmir’e dönüp yeni bir yaşam kurma heyecanı içinde dişlerimi ihmal etmemin sonuçları yaşam konforumu yok etmeye başlayınca çevremde bir diş doktoru aramaya başlamıştım. Fazla araştırma yapmadan gittiğim birkaç doktorun,  sorunlarımın ciddiliğini gösterip yapabileceklerinin kısıtlı olduğunu anladıktan sonra iyi bir çene cerrahı ararken internette Prof.Dr. Ayberk Altuğ hakkında okuduklarımdan etkilenip adını bir kenara not etmiştim.

Bundan bir yıl önce eşime diş dolgusu yapılması sorun olunca Foça’dan İzmir’e gitmeyi göze alıp, bir kenara not ettiğim Ayberk Hoca’nın  muayenehanesini aradım. Genelde hocaların çalışmadığı cumartesi günü de çalıştıklarını öğrenince sevinerek ikimiz için de randevu aldım. Bizim deneyimli, güvenilir bir çene cerrahı arayışımız o muayene günü son buldu. Kliniğine girip, ekibiyle tanışıp muayene olduktan ve tedavi planını öğrendikten sonra doğru yere geldiğimiz çok belliydi ve geçen bir yıl içinde bu düşüncemiz hiç değişmedi.

Eşimin dolgu işleri hızlıca tamamlayan Ayberk Hoca, yardımcısı Burçin Hanım’la bir yıldır benim ihmallerimin sonuçlarını sabırla düzeltmeye çalıştı. Allah yardımcısı olsun diye dua etmekten başka bir şey yapamadığım için üzüldüm ama sık sık kliniğe gittiğimiz bu süreçte  Ayberk Hoca, yardımcısı Burçin Hanım ve ekibin yeni üyesi Ceyda Hanım’ı bir yakınımız gibi benimsedik. Hatta bir ara daha kolay olurdu diye aynı sokakta bir daire mi tutsaydık diye gülüştük.

Bir yıl önce yaşam konforum diplerde,  iyi bir çene cerrahı ararken iyi ki Ayberk hocayı bulmuşuz. Benim için belirlediği tedavi planını hiç rahatsızlık vermeden uygulayıp, önce sinüs lifting, kemik ekimi ve kök enfeksiyonları temizliği gibi operasyonlarla ağız ve çene sağlığımı kazanmamı sağladı. Geçen birkaç ay içinde de 4 implant ve bir protezi başarıyla takınca, benim tabirimle “ilk kazmayı vurduğumuzun” yıl dönümünde ağzımda kendiminki kadar rahat kullandığım dişlere tekrar kavuşmuş oldum. Şimdi sadece kontroller değil önerdiği bakım işlemlerini de harfiyen uygulayarak dersimi almış olduğumu gösterme sırası bende.

Ayberk Hoca’ya ve ekibine tedavi için yaptıkları ve samimi ilgileri için teşekkür ederim.  Elleri (ve sırt ağrısı çektikleri için belleri !!) dert görmesin.

9 Şubat 2024

5 Şubat 2024 Pazartesi

ISI POMPASI ELEKTRİK TÜKETİMİ

 

ISI POMPASI ELEKTRİK TÜKETİMİ

4 Mart 2023 tarihli yazımda Isı pompası kurarken yaptığım hesaplamalara dayalı bazı teknik ve parasal bilgiler vermiştim. Isı pompası almak isteyenlere öncelikle o yazımı okumalarını tavsiye ederim. Bugün, bir buçuk yıllık kullanımdan sonra elektrik tüketimi ile ilgili olarak aşağıdaki güncellemeyi yapmak istiyorum.

Kullanılan ısı pompası: 12 KW Wiessmann Vitocal 100-A (ilave rezistans yok)

Ev : 9 m2 ECA 22 tip radyatörlü 150 m2 ev (3,75m ortalama tavan yüksekliği)

Yer : Foça/İzmir

                                                2023-24 Kışı Elektrik Tüketimi

                        kwh/ay            TL/ay

Serin Günler (aralık,nisan)               200 kw            500 TL

Soğuk Günler(mart)                          400 kw           1000 TL

Çok Soğuk günler(ocak,şubat)         800 kw           2000 TL

Notlar: Özel trafodan elektrik alındığı ve trafo kaybı bedeli ödendiği için TL tutarları yüksektir.  

Son iki kışta yaptığımız enerji harcamalarına bakarak yaptığım kıyaslamaya göre ısı pompasının enerji tüketimi, pelet kazanından %85 daha ekonomik olduğunu göstermiştir.

5 Şubat 2024

 

 

1 Şubat 2024 Perşembe

ACEMİ BAĞCI

 

ACEMİ BAĞCI

2019 Yılında birkaç asma ile küçük bir bağ yapmaya karar verdim. Amacım şimdi aramızda olmayan üniversite sınıf arkadaşım Kamil Şahin’e her gün köpeği Aron’u koşup oynaması için bizim araziye getirdiğinde yapacak bir şeyler vermekti. Tarımla aram iyi olmadığı için ondan bağa bakacağı sözünü de almıştım.

Sekizer asmadan oluşan dört sıra ile bağı kurduk kurmasına da evdeki hesap çarşıya uymadı. Eski çalıştığı sondaj firması çağırınca Kamil işe döndü ve 2021 yılında sahada geçirdiği bir kalp krizi sonucu vefat etti. Her ne kadar tarımdan anlamasam da onun hatırasını yaşatmak için bağa adına bir tabela asıp, asmalara bakmaya karar verdim.

Tarım konusunda bilgi ve merakı olmayanlar bitkilerle uğraşmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirler. Yaptığı her işin sonucunu anında gören bir mühendis olarak diktiği fidanın başında bir saat bekleyip büyüdüğünü görememek bana uymuyor. Onca sulamaya rağmen aylar sonra ürün vermeyen, kuruyan, hasta olan bir fidanın başında dikilip nerede yanlış yaptığımı anlamaya çalışmak ise moral bozucu. Ama geçen beş yılda herhalde biraz asmalar bana acıdı biraz ben onlara alıştım ve sonunda kendime ACEMİ BAĞCI diyebilecek kadar deneyim edindim. Bu yazımda hiç deneyimi olmadan asma yetiştirmek isteyenler için yaptığım yanlışlardan ve başta aklıma gelmeyen sorunlardan bahsetmek istiyorum.

Asma seçimi:

Bizim bağda üç çeşit asma var; Foça Karası, Sultaniye ve Kardinal. Foça Karasını yerel üzüm olduğu için onu geliştiren rahmetli Volkan Yüzbaşıdan almıştım ve yerel olduğu için toprağa hemen uyum sağladı ve sorunsuz büyüdü. Sultaniye asmaları şıra yapmak için aldım ama belki cinslerini veya gübrelemeyi beceremediğimden taneleri küçük olarak üzüm veriyor. Kardinal üzüm asmalarını Kamil siyah üzüm diye pazardan alıp dikmişti ama sonradan mor renkli kocaman taneli ve çok lezzetli kardinal üzüm verdiği ortaya çıktı. O asmalardan aldığım çubuklarla bağ içinde bu çeşidin sayısını artırdım. Şu anda 10 kardinal, 8 foça karası ve 14 sultaniye üzüm asması var. Foça karası şarap yapmak için uygun 

Kuşlar ve arılar:

Kuş cennetinin yanında oturup da kuşları düşünmemem büyük hata oldu. İlk üründen tadımlık bile bırakmadılar. İnternette biraz araştırma yapınca onları çevreden kaçırmadan üzümleri bitirmelerini engellemek için kuş filesi diye bir ağ gördüm ve alıp her sıranın üzerinden yere kadar asmaları kapattım. Ama bu sefer de eşek arısı sürüleri baskına geldi. Daha önce dışarıda o kadar vakit geçirmemize rağmen hiç rastlamadığımız binlerce eşek arısı üzüm tatlandığında topluca gelip gözümüzün önünde kıtır kıtır üzümleri yemeye başladılar. O gece eşek arıları gittikten sonra fener ışığında kalan üzümleri toplamak zorunda kaldık. Sabah eşek arılarının hayal kırıklığını görmek epey eğlenceliydi. Ertesi yıl üzümler korukken tülden diktiğimiz keselere geçirip bağladık ve böylece hem kuşlara hem de eşek arılarına karşı iyi bir önlem oldu. Tabi bizim gibi küçücük bağı olanlar için kolay gibi görünse de bu iş için en az 600 kese gerektiğini belirtmek isterim.

Asmaların terbiye sistemi:

İlk diktiğimizde bir sopaya tutturduğumuz asmaları yerde bırakmamak için önce asmaları elimdeki hurda köşebent demirlerden üstte üç sıra T çubuğu kaynattığım direklere geçirdiğimiz tellere bağladım. Ancak direkleri yere betonlamak istemediğimden zaman içinde sağa sola yattı ve telleri gevşedi. Asmalar da yere sarkmaya başladı. Ayrıca T sisteminde direklerin iki tarafından da üçer tel geçtiğinden üzümler asma dallarının arasında kaldı ve keselemek için onlara ulaşmakta zorlandım. Bu yüzden direkleri elden geçirip hem onları en üstten birbirlerine bağlayıp hem de her direkte üç tel olacak şekilde tek sıra terbiye sistemine geçtim. Böylece keselemek ve bakım için asmaya iki taraftan da daha rahat ulaşabileceğim.


 

Ot temizliği:

Toprağı olanlar ot temizliğinin ne kadar büyük bir sorun olduğunu bilirler. Biz arazimizde zehirli ve doğal olmayan ilaç kullanmadığımızdan mekanik yollarla bu işi yapmanın ne kadar zor olduğunu anlatamam. Bağda sadece asmaların gövdesinin etrafından otları elle aldıktan sonra gerisini motorlu tırpanla kesmek şu anda en uygun çözüm görünüyor.

İlaçlama ve sulama:

Asmaların ne kadar çok su sevdiğini öğrendikten sonra yazın gün aşırı sabah erkenden damlatma sulamadan su veriyorum. İlaç olarak kireç ve kükürtten kendi yaptığım Gülleci bulamacı (Kaliforniya bulamacı) ve solucan gübresi solüsyonunu iki haftada bir yapraklara el pompası ile spreyleyerek atıyorum. Ayrıca yaz başında arazinin birçok yerinde de yaptığımız gibi börtü böceğe karşı asmaların altına toz elementer kükürt serpiyoruz.

Bana göre bir dünya emek harcadığım bağcılıkta en güzel zaman bağbozumu. İşte o zaman yıl içindeki bütün koşturmacayı unutuyorum. En doğal haliyle yetiştirdiğimiz üzümleri yemek, koruk suyunu, üzüm şırasını ve içkisini içmek inanılmaz keyifli.

1 Şubat 2024