18 Ocak 2024 Perşembe

PATRONUN ADAMLARI

 

Patronun Adamları 

Doğup büyüdüğüm İzmir’de bana kaz gelecek yerden tavuk esirgenmeyeceği öğretilmişti. Ticarette kar etme hedefi gibi bu da mantıklı gelmişti.  Ancak dünyam genişledikçe bunun her zaman böyle olmadığını; bazı ilişkilerde kaz verip tavuk hatta sadece yumurta alındığını öğrendim.

Güneydoğuda çalıştığım yıllarda bazı aşiretlerde karın tokluğuna zor şartlarda çalışan köylülerin magazin sayfalarında ağanın İstanbul’da gece kulüplerinde çekilen resimleriyle herkese hava attıklarını gördüğümde kazla tavuğun yer değiştirdiğini anlamıştım.  Daha sonraları bunun sadece aşiretlerle sınırlı olmayıp benzer durumların bazı cemaatlerde de yaşandığını öğrenmiştim. Bu insanların çok bir beklentisi olmadan, yaşamlarını ait oldukları aşiret veya cemaate adamaları ulvi bir şey midir bilmiyorum ama benim karşılık beklemeden bir şey vereceklerim listemde  sadece vatanım ve ailem var.

Eminim sosyologlar bir asır öncesine kadar sarayda yaşayan bir padişah tarafından yönetilen Anadolu insanı ile derebeylik ve kilise düzenine karşı yüzyıllarca mücadele edip özgürlüğünü almış Avrupa insanı arasındaki farkları çok güzel açıklıyorlardır. Ancak ben bugün kaz verip yumurta alma kültürün bir uzantısı olduğunu düşündüğüm  “patronun adamları”ndan bahsetmek istiyorum. Adamlar kelimesini deyim gereği, ancak cinsiyet ayrımı yapmaksızın insanlar manasında kullanıyorum.

“Patronun adamları”nı kendi işleri  olmadığı ve bunun için para almadıkları halde; ve hatta böyle bir beklenti yokken bile patronunu, diğer çalışanlara ve kanunlara karşı  cansiperane koruyan kişiler olarak tanımlayabilirim. Yaka rengi ve eğitim seviyesi ne olursa olsun,  ortak özellikleri, doğru ya da yanlış olduğunu düşünmeden patronun çıkarları için çabalamak olan bu insanların, iş tanımları dışında patronu için “bila bedel” yaptıkları; en basit haliyle tavukla kazın yer değiştirmesi, en kötü durumda da kanunları çiğnemek oluyor. “Patronun adamları”nın özellikle yabancı şirketlerde takındıkları “kraldan çok kralcı” tavır ise daha da kötüdür. Yıllar önce yabancı sermayeli bir şirket çalışanının, yerel elemanların haklarını azaltması için  böyle bir beklentisi olmayan yabancı patrona yol gösterip yıllar sonra aynı kazık kendine batınca feryat etmesini  trajikomik bulmuştum.  

Şirketlerin tam anlamıyla kurumsallaşamaması ve devlet kurumlarındaki ortamların  liyakat sistemini zedelemesi yüzünden; bir çalışanın patronuna karşı görüş belirtmesi veya eleştiri yapmasının çok kabul gören bir yaklaşım olmadığını biliyorum. Bu durumda doğal olarak geriye sessiz kalmak, kerhen onaylamak veya patronun adamı olmak gibi seçenekler kalıyor. Hizmetini veya emeğini satarak para kazanan profesyonellerin aldıkları eğitim ve milli değerlerimiz kendini satmayı gerektirmese de bu yüzden, hala birçok yerde “patronun adamları”nı görmeye devam ediyoruz.

 

18 Ocak 2024

8 Ocak 2024 Pazartesi

YENİ YIL PLANLARI

 

YENİ YIL PLANLARI

Bir yıl daha geçti. Yeni yıla yeni planlarla girmek isteyenler listelerini hazırlamışlardır herhalde. Köpeklerimiz Zeytin ve Başak’ın yeni yıl planları yapmadığına eminim. Eğer yapsalardı biraz önce ulumaya başladıklarında seslerinden anlardım. Köpeğimiz Zeytin, birkaç yıl önce çevredeki köpeklerin ezan sesiyle başlayan  ulumalarına katılarak edindi bu alışkanlığı. Kangal kırması denilen sıradan bir sokak köpek olduğu için de uluma sesi normal sayılır. Ancak ailemize sonradan katılan ve sokaktan sahiplendiğimiz rus finosu dedikleri küçük cins diğer köpeğimiz Başak ise uluma sesleri çıkaramadığından uzun süre ne yapacağını bilemeden bir takım sesler çıkardıktan sonra  ciyaklamayla miyavlama arası bir tona karar verip o da artık Zeytin’e katılıyor. Zeytin de nedendir bilinmez o bas uluma sesinin tonunu biraz yumuşattı ve sonuçta ikisi komik bir mızıkacı takımı oldular. Ulumalarından yeni yıl planı yapmadıklarını nereden anladığıma gelince, Zeytin birkaç ay içinde hızlıca kilo verip bir kalça çıkığı ameliyatı geçirecek ve sonrasında da onu birkaç ay sürecek bir diyet ve egzersiz programı bekliyor. Yemeği ve özgürlüğünü her şeyden çok seven bir köpek olarak bunları bilip de aynı şekilde ulumasına imkan yok. Bilseydi ulumak yerine kuyruğu kıstırmış, sessizce bir kenarda veterinerden kaçma planlar yapıyor olurdu.

 


Her yıl başı bazı planlar yapıp kararlar almak elbette çok normal. Yapacaklara benim önerim bir kağıda not almak olacak. Sonra içini döküp, rahatlamış bir zihinle kağıdı bir daha bakmayacağımız bir yere asıp hayatın getirdiklerini yaşamaya devam edebiliriz. Çünkü yeni yıl planları çoğunlukla bir niyet gösterisinden öteye geçmez ama çıkma ihtimali düşük bir piyango bileti almak gibi moral vericidir.

Yeni yıldan taleplerimizi sıraya sokmanın en güzel tarafı, bilinçli olarak yaptıklarımızı gözden geçirip zayıf ve kuvvetli yanlarımızı bulmak ve daha iyisi için bir yol planı çıkarmaktır. Yapılan plana uymasak bile eksiklerimizi ve fazlalarımızı tespit etmek olumlu bir fark yaratır.

Kolları sıvayıp yeni yıl planlarını hazırlarken, yeni yılın da herkes için planları olduğunu unutmamak lazım. Zeytin ve Başak bugün, gelecekte ne olacağını düşünmeden keyifle uluyorlarsa belki de onlardan öğreneceğimiz bir şeyler vardır.

8 Ocak 2024