İZMİR GEVREĞİ VE KUMRUSU - GEVREK YAPIMI
Doğup büyüdüğüm İzmir’in yemek kültüründe ve benim hayatımda gevrekle kumrunun önemli yeri vardır. Çocukken babamın gevrek fırınında (Konak’taki tarihi Arap Fırını) okul zamanları dışında çalışırken her ikisinin de nasıl yapıldığını öğrenmiştim. Londra ve Lahey’de bulunduğum yıllarda gevreksizlik canıma tak ettiğinde evde gevrek yapar, çağırdığım arkadaşlarla sıcak gevrek ve peynir yiyip çay içerek özlem giderirdik. Büyük bir hevesle Ege’ye dönüp Foça’ya yerleştikten sonra artık her ikisine de doyarız derken İzmir’de birçok yerde bu ikilinin tadının pek de eskisi gibi olmadığını fark ettim. Diğer birçok yerel lezzet gibi onların da tescilli bir tarifi olmadığından zamanla hem malzeme hem de yapılış tekniğinin farklılaştığını anladım. Bunu yaparken amaç maliyet düşürmek ve kolaya kaçmak değil de çeşitlendirmek ise adını da çeşitlendirerek aslını unutturmamak gerekirdi. Çünkü bu haliyle bana doğan görünümlü şahin gibi geliyorlar. Yarım asırlık Arap Fırını bilgimin kayda geçmesi ve bu tariflerin yaşaması için bu yazımda gevrek ve bir başka yazımda da kumrunun geleneksel yapılışını anlatmak istiyorum.
Tariflerden önce sıkça
bilinen birkaç yanlışı düzeltmekte yarar var. Kumru; peynirli sandviç demek
değildir. Kumru nohuttan elde edilen tatlı mayadan yapılan ve içinde doğal
nohut mayası, su, un ve susamdan başka bir şey bulunmayan pekmezli suda
haşlandıktan sonra pişirilen bir unlu mamuldür. Kendine has hoş bir kokusu
vardır. Aynı hamur ekmek halinde susam olmadan ve pekmezli suda haşlanmadan
pişirilince adı tatlı maya ekmek, bu ekmek dilim dilim kesilip tavada fırınlanınca
peksimet olur. İçinde şeker ve tuz olmadığı için bunlar diyet ürünlerinin
bulunmadığı yıllarda şeker hastalarının fazlaca rağbet ettiği ürünlerdi. Hepsinin
hamurunda bulunan tatlı maya, günlük olarak nohuttan elde edilir ve uzun süren
bu işlem titizlik isterdi. Bugün genelde satılan ve sadece şekli kumruya
benzeyen unlu mamul büyük ihtimalle doğal nohut mayası yapımındaki zorluklar
nedeniyle zamana teslim olmuş durumda.
Eskiden gevrek hazır yaş
mayadan un ve az tuzla yoğrulan hamurdan yapılıp, pekmezli suda kaynatılıp
susamlandıktan sonra pişirilmesine rağmen şimdi yer yer onlarda da lezzet
farkları var. Hamuruna süt, yağ, şeker katmak, küçük taneli ithal susam
kullanmak, pekmezli suda haşlamak yerine pekmezli su sürmek, şekerli su
kullanmak, katkılı un-maya kullanmak gibi birçok değişikliği bu tad farklılığının
nedenleri arasında saymak mümkün. Bazı yerlerde yapılış tekniği de
değiştirildiği için gevrek şeklinin de farklı olduğunu gördüm.
Bu yazımda geleneksel İzmir
gevreğinin Arap Fırın’ında tarifini verirken bazı kritik noktaları kayda almak
için hazırladığım bir video linkini de vereceğim.
Gevrek yapımı için
malzemeler.(15 gevrek için)
900 gr un (artı bir miktar yapım sırasında kullanma amaçlı)
15 gr yaş maya
yarım çay kaşığı tuz (2-3
gr)
500 ml el yakmayacak kadar
sıcak su (40-50 derece)
200-250 gr susam (artan bir
sonraki yapım için saklanır)
200 gr Pekmez – yemelik
olmayan ucuz cins(2 lt haşlama kazan suyu için)
Hamur Hazırlanması:
Maya su içinde eritildikten
sonra tuz ilave edilerek una katılır ve on dakika kadar yoğurulur. Yoğurma
işlemi için bir yoğurma makinesi kullanmak işi kolaylaştıracaktır.
Hamurun kulak memesi
kıvamından biraz daha sert olması gerekir. Yoğurulan hamur, içine un serpilen
bir kaba alıp üzerini bir bezle kapatarak 40-60 dakika gelişmesi beklenir. Bu
süre sıcaklığa göre değişeceği için normalde hamurun iki kat kabarmasına bakmak
uygun olur
Hamurun kabarması
beklenirken son onbeş yirmi dakikada, genişliği yaklaşık 25 cm (3 litrelik) bir
tencere içinde 2 lt kadar su kaynatıldıktan sonra içine 200 gr pekmez ilave
edilip altı kısılarak haşlama işlemi için bekletilir. Diğer yanda geniş bir
kayık tabak veya küçük tepsi içine 200-250 gr susam dökülerek kazandan alınan
bir çorba kaşığı pekmezli suyla karıştırılıp pekmezlenerek içinde bulunduğu
kaba yayılır.
Kabarmasını tamamlayan hamur
bir tezgaha alınarak yaklaşık bilek kalınlığında ince uzun bir şekil verilip,
her biri yaklaşık 90 gr gelecek şekilde parçalar kesilir.
Hamura gevrek şeklini
vermek:
Fırın hamurkarlarının
kolaylıkla yaptıkları bu işlemi herkes birkaç denemeden sonra başarabilir.
Bunun için birinci aşama kesilen parçaları yaklaşık 30 cm uzunluğunda ince
yuvarlak bir fitil haline getirmektir. İkinci aşamada fitilin iki ucu bağlanır.
Birinci aşama için kesilen
hamur parçasını tezgah üzerine koyup tek elin avuç içini kullanarak tezgah
üzerinde uzun bir fitil şekline getirmek
için ileri geri yuvarlanır ve boyu uzayınca diğer eli de beraberinde kullanarak
yaklaşık 30 cm uzunluğuna getirilir. İkinci aşama için uzun hamur fitili baş
parmakla işaret parmağı arasından geçirilerek iki ucu avuç içine denk gelecek
şekilde elin etrafına dolanır ve uçları tezgah üzerine konup avuç içi ile ileri
geri hareketle kaynaştırılarak birleştirilir. Ortaya çıkan halka
kaldırıldığında kopmuyorsa iş başarılmıştır. 20-25 Gevreğe
kadar olan ev yapımlarında haşlama işlemine geçmeden önce bütün gevrek halkalarını yaptıktan sonra
diğer işlemlere devam etmek uygundur. Daha fazla gevrek yapımında bir kişi
hamur halkaları yaparken ikinci bir kişinin bundan sonraki işlemleri yürütmesi
uygun olur.
Gevrek hamurunun pekmezli
suda haşlanması:
Halka haline getirilen
hamurlar tencerenin genişliği elverdiği kadar ikili veya üçlü guruplar halinde
kaynayan pekmezli suya atılır. Atma öncesinde bir ele dizilen bu hamur
halkalarını daha sonra yapılacak açma işlemini kolaylaştırmak adına diğer eli
de diğer taraftan sokup elleri birbiri etrafında dönme dolap gibi çevirerek biraz
genişletmek yararlı olur. Kaynamış suya atılan gevrekler kısa sürede yüzeye
çıkar ve yaklaşık yarım dakika sonra bir kepçe ile alınıp süzülebileceği bir
tepsiye bırakılır. Yüzeye çıkmayan gevrek tencere tabanına yapışmış olabileceği
için, gevrekleri kaynayan pekmezli suya attıktan sonra kepçe ile hafifçe
dokunup su içinde serbest olduklarına emin olmakta yarar vardır. Yüzeye hiç
çıkmayan gevreğin hamuru yeterince kabarmamış demektir.
Gevreğin susamlanıp açılması:
Yaklaşık yarım dakika
süzülen haşlanmış gevrekler alınarak tepsiye yayılan susam üzerine tek tek
yerleştirilir, elle üzerilerine hafifçe dokunularak susamın yapışması sağlanır
ve ters çevrilerek aynı işlem diğer tarafı için yapılır. Sonra susamlanan haşlanmış
gevrek açma işlemi için susamdan alınır. Açma işleminin iki amacı vardır.
Birincisi susamın hamura sabitlenmesi, ikincisi de düzgün halka şeklinin
verilmesidir. Bunun için susamlanan gevrek tıpkı direksiyon tutar gibi iki elle
tutulur. Her iki elin baş ve işaret parmakları ile hafifçe bastırarak ve direksiyon
çevirir gibi döndürerek gevrek halkası boyunca bu işleme devam edilir. İşlem
tamamlandığında tam halka şekline gelen gevrek bir tepsiye dizilir. Dizerken
3-4 tanesini üst üste koyabilirsiniz.
Haşlama işleminden sonra
kalan pekmezli su bir daha kullanılmaz ama artan susam önce kurutulduktan sonra
bir kavanoza konarak bir sonraki gevrek veya kumru yapımında kullanılabilir.
Pişirme:
Pişirme için fırının ve pişireceğiniz tepsinin önceden 200 dereceye gelmiş olmasına dikkat edilmesi gerekir. Fırın tepsisine gevrekleri koymadan bir pişirme kağıdı serilirse gevreklerin tepsiye yapışması engellenir. Gevrekler alt-üst ısıtma ile ve varsa turbo modunda 200 derecede yaklaşık 10-15 dakika üstü kırmızı olana kadar (veya sevdiğiniz kızarıklılık oluşana kadar) pişirilir. Hemen tüketilmeyecek gevrekleri yarım saat kadar soğuduktan sonra kilitli bir poşet içinde buzluğunuza koyarak uzun süre saklayabilir ve istediğinizde çıkarıp poşeti içinde biraz beklettikten sonra tekrar fırında ısıtıp yiyebilirsiniz.
You Tube video için link: https://youtu.be/_Bb8r23uBCA
01 Haziran 2018
01 Haziran 2018
Ahmet Ustam merhaba, 55 yaşında Girit İzmirlisiyim. Çocukluğum Salepçipğlu'nda geçti.Ayrıca Eski Foça nın yerlisiyim. Arap Fırını denilince akan sular durulur. Böyle bir bilgiyi patlaştığınız için minnettarım. Bugün evimde tarifinize göre yaptım. İnanın çocukluğumdaki o eşsiz lezzeti sayenizde yeniden buldum.Şimdi sıra kumruda. Pandemi nedeniyle bu kış gevreğe kumruya hasret kalmıştık. Çok çok teşekkürler, emeğinize sağlık, muhabbetle selamlar. Ömer Savaş
YanıtlaSil